Bugun...


EĞİTİMCİ - ŞAİR : MUSTAFA ERGAN

facebook-paylas
Keban'a ait gelenek, görenek ve inançlar 2
Tarih: 23-02-2025 11:59:00 Güncelleme: 23-02-2025 12:01:00


Keban'a ait gelenek, görenek ve inançlar 2

      Hasta olan kişinin öleceğine kanaat getirilince hastanın üstünde Kuran-ı Kerim okunur. Hastanın el ve ayakları düzeltilir. Sağ el işaret parmağı (şahadet) açık şekilde bırakılır. Hastanın yüzü kıbleye çevrilir. Ölmek üzere olan hastaya Kelime-i Şahadet hatırlatılır. Hasta ölünce gözü açık ise kapatılır. Ağzı açık kalmasın diye çene tülbent ile bağlanır. Ayaklar bileklerinden tülbentle bağlanır. Cenazeyi yıkamak için su ısıtılır, cenazenin başı kıbleye gelecek şekilde döndürülür, hoca cenazeyi yıkarken tüm işlemleri sağ taraftan yapar, cenazeye gusül abdesti aldırır. Yaşlılar kefenlerini önceden aldıkları için vasiyeti gereği kefenlenir. Ölen kişi daha önce beni felan kişi yıkasın diye vasiyet emişse, vasiyeti yerine getirilir. Kefenlenen cenaze camiye getirilir, topluca cenaze namazı kılınır. Cenaze önceden hazırlanan mezara getirilir, ölü bekletilmez, kısa sürede gömülür. Ölü evinde yemek pişirilmez. Komşular pişirdiği yemeği cenaze evine getirir. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz inancı yaygındır. Ölen kişinin vasiyeti var ise, o vasiyeti yerine getirilmesine özen gösterilir.

     Keban halkı inancına göre , ölen kişi öldüğünü gömüldükten sonra anlarmış. Ölen kişi kabirde kalkmak ister ve başını tahtaya vurduktan sonra  ‘’ Eyvahhh ! Ölen Benmişim ‘’ dermiş. Ölen kişiye telkin verilir. Telkinin amacı sorgu meleklerine kolay cevap vermektir.

     Bayan cenazesi kabire indirilirken abdesti kırılmayacak, birileri tarafından kabre indirilir. Bu kişiler kocası, kardeşi, babası, oğlu, dayısı tarafından gömülür. Ölü kabire indirilirken üzeri çarşaf veya battaniye ile de örtülür.

     Yas tutmada ölü yakınları ağlar. Bayanlar daha çok ağlar. Taziye kurulur. Keban’daki taziye süresi 3 gündür. Taziyeye gelenler merhumun veya merhumenin ruhuna Fatiha der. Orda bulunanlar ise Fatiha duasını okur ve şu sözler söylenir.

  • Başın saolsun
  • Allah rahmet etsin.
  • Toprağı bol olsun.
  • Arkada kalanlar saolsun.
  • Allah başka acı-keder göstermesin.
  • Mekanı cennet olsun.
  • Nur içinde yatsın.
  • Hakkımız helal olsun.

    Gibi sözlerden birini söyler.

    Ölü evine yas için gelen kişiler ve özellikle kadınlar ölen kişinin en yakınına sarılarak ağlar. İlk bayram kara bayramdır. Aynı acı bayram sabahın dada başlar. İlk bayram sabahı mezara gidilir, kuran okunur, ölünün sağken kılmadığı namazları ve oruçları karşılığında fakirlere para verilir, kırkı dolunca mevlid okutulur.

     Mezarlığa giderken selam verilir, mezarın üstünden geçilmez. Perşembe ve Cuma günü, bayramlarda ölmek herkese nasip olmaz düşüncesi yaygındır.

     İlk gök gürlemesinde kadınlar gücünün yettiği kadar ağır bir taşı alarak başının üstünden arkaya atarlardı. İnanca göre kadının attığı taş ne kadar büyük olursa, yayıktan o taşın büyüklüğünde yağ çıkacağına inanılırdı. Bu inanç Keban’ın köylerinde hala devam etmektedir.

     Eskiden Keban’a yağmur yağmadığı zaman 5-10 kadar çocuk ev ev dolaşarak yağ, un, yumurta, bulgur vs. gibi yiyecek maddeleri toplarlardı. Çocuklar herhangi bir kapının önüne gittiklerinde de şu sözleri söylerdi .

      ‘’ Çömçeli gelin ne ister,

         Allahtan yağmur ister ‘’

       Yiyecekler toplandıktan sonra yaşlı bir kadın tarafından pişirilerek çocuklara yedirilirdi. Bazen de yağmurun yağması için yakalanan akrep veya yılan kuyruğundan herhangi bir ağaç dalına asılırdı.

      Çok şiddetli yağmur yağdığında evde bulunan herhangi bir demir parçası dışarı atılırdı. Dışarı atılan demir parçasının yağmuru keseceğine inanılırdı.

      Ay ve güneş tutulduğu zaman teneke veya davul çalınırdı. Keban’da bu inanca göre ayın önünü cinlerin kapattığıdır.

      Hamur veya yoğurt mayası komşuya verilmezdi. Evin bereketinin o komşuya geçeceği inancı hakimdi.

      Yeni doğan çocuğun altına höllük denilen elenmiş toprak koyularak kundaklanırdı.

       Kurşun dökmek; eskiden Keban’da yaygın olan kurşun dökme inancı korku, psikolojik nedenlerden hastalanmış olanlara uygulanan bir işlemdi. Bu işlem ateşte eritilen kurşunun hastanın başı üzerindeki içi su dolu bir kaba dökülmesi ve bu sudan bir yudumunun hastaya içirilmesi suretiyle yerine getirilirdi. Kurşunun aldığı şekillere bakarak hastalığın nedeni bulunmaya çalışılırdı. Kurşun döken kadın kurşunun yürek şeklini almışsa hastalığının korkudan olduğunu söyleyip kurşundan küçük bir parçada hastanın elbisesine dikilirdi.

  •  Örümcek öldürmek günahtır.
  • Şimşek çakınca salavat getirmek,
  • Elbise besmelesiz asılırsa şeytan götürüp giyermiş.
  • Aynaya bakmak günahtır.
  • Aynaya bakarken salavat getirilir.
  • Doğum yapan kadının akşam ev gezmesine gitmesi günahtır.
  • Su içerken sol el baş üstüne koyulur.
  • Çocuğun üstünden atlamak boy kısalığına sebep olur.
  • Makas açık olursa o evde kavga çıkar.
  • Ayakta pantolon giymek günah ve fakirliğe sebep olur
  • Kulak çınlaması biri tarafından anılmasına inanılır.
  • Ayağının altı kaşınırsa yolculuğa işarettir.
  • Hıçkırınca birinin kendisi hakkında konuşmasıdır.
  • Elbise üstündeyken düğme dikilmez, iftiraya uğramaya sebep olur.
  • Kurbağaya dokununca elde siğil oluşur.
  • Karganın evin etrafında ötmesi önemli bir haber veya misafirin geleceğine işarettir.
  • At nalı evin kapısının üstüne çakmak uğur getirir.
  • Ayna, bardak, cam kırılması iyi sayılır.
  • Köpek uluması, baykuşun ötmesi iyi değildir.
  • Kapı eşiğinde oturan çarpılır.
  • Duvar dibinde yatan çarpılır.
  • Yağmur yağarken kapı eşiğinden bakılmaz.
  • Ekmek kırıntılarını yere dökmek fakirlik yapar.
  • Sofradan ekmek kırıntılarını yemek zengin olacağına işarettir.
  • Gece ıslık çalmak günahtır ( şeytanı çağırmakmış )
  • Akşam kapı önü süpürülmez.
  • Çocuğun ilk dişi çıkınca saklanılır.
  • İlk saç kesilirse saklanır.
  • Hamile kadın kime bakarsa doğan çocuk ona benzermiş.
  • Nar tanesini yere dökmek günahtır.
  • İncir ağacı kesilmez, dalları yakılmaz.
  • Ateşe su dökmek ve tükürmek günahtır.
  • Kesilen tırnağın ateşe atılması iyi sayılmaz.
  • Kesilen tırnak ve saç tararken dökülen saçlar duvar deliğine saklanır.
  • İneğin sütünü yere sağmak günahtır.
  • Mezarlıkta ağaç kesilmez.
  • Ölen kişinin elbiseleri evde bırakılmaz.
  • Çocuk sürekli ağlıyorsa, o evden ölü çıkacağına inanılır.
  • Ayakkabının ters dönmesi yolculuktur.
  • Mezarı parmakla göstermek iyi değildir. Not: unutup mezarı parmakla gösterdiğinde ise o parmak ayak altına alınırdı.
  • Ziyaretlerden herhangi bir nesne getirmek iyi değildir.
  • Ziyaret ağacı kesen çarpılır.
  • Hamile kadının yüzüne çil düşerse çocuk erkek olur.
  • Hamile kadının ağrıları çok olursa çocuk kız olur.
  • Çocuk anne karnında çok oynarsa kız olur.
  • Çocuk anne karnında az oynarsa erkek olur.
  • Doğum yapan kadının kırk gün yalnız bırakılmaz.
  • Hamile kadının karnı sivri olursa erkek, hamile kadının karnı yuvarlak olursa kız olur.
  • Çocuğun göbek bağı sandıkta saklanır.
  • Evde çok karınca çıkması berekettir.
  • Avuç içi kaşınırsa sağ el iş, sol el paradır.
  • Göz seğirmesi sağ iyiye, sol kötüye işarettir.
  • Gece dışarıda ayakta işemekiyi değildir.
  • Tabak yalayan kişinin düğününde yağmur yağma inancı hakimdir.
  • Boş beşik sallamak günahtır.
  • Bebek emeklerse veya alttan bakarsa misafirin geleceğine inanılır.
  • Yeni doğan çocuk tuzlanır.
  • Çocuğun tırnağı kesilmez.
  • Kırkı çıkmamış iki çocuk yan yana getirilmez.
  • Gelinin ayakkabısının altına isim yazdırmak, kısmetin açılacağına,
  • Gelin kınasından almak,
  • Nişan yüzüğünde ki kurdele parçasından almak.
  • Perşembe kişi ölen bir kişinin iyi insan olduğuna inanılır.
  • Babanın yanında küçük çocuk kucaklanmaz.
  • Gelin sofraya oturmaz.
  • Suyun bulanık akması iyi değildir.
  • Siyah köpek ve kedi uğursuzdur.
  • Ziyarette çaput bağlamak,
  • Ziyarette taş yapıştırmak,
  • Ziyarette mum yakmak,
  • Ziyaretin belirli yerlerine el sürmek,
  • Ziyaret örtüsünü öpmek,
  • Ziyarette uyumak,
  • Nazar boncuğu takmak,
  • İki bayram arası nikah kıymak iyi değildir.
  • Cuma günü çamaşır yıkanmaz.
  • Salı günü iş yapılmaz.
  • Makas ve bıçak elden ele alınmaz. Kavga edileceğine inanılır.
  • Merdiven altından geçmek günahtır.
  • Kara kazan içeri alınmaz.

 

Sonuç olarak diyebiliriz ki milli kültürümüzün bir parçası olan gelenek ve görenekler nesilden nesile aktarılan, yaşatılan değerlerdir.

 

 Araştırmayı Yapan

                                                                     MUSTAFA ERGAN



Bu yazı 169 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
4980 Okunma
3735 Okunma
3139 Okunma
2886 Okunma
2297 Okunma
1293 Okunma
1241 Okunma
1203 Okunma
1003 Okunma
979 Okunma
864 Okunma
797 Okunma
748 Okunma
736 Okunma
733 Okunma
717 Okunma
671 Okunma
647 Okunma
645 Okunma
641 Okunma
569 Okunma
567 Okunma
524 Okunma
519 Okunma
5548 Okunma
5340 Okunma
5318 Okunma
4980 Okunma
4929 Okunma
4884 Okunma
4693 Okunma
4673 Okunma
4526 Okunma
4493 Okunma
4487 Okunma
4238 Okunma
4209 Okunma
4146 Okunma
3818 Okunma
3735 Okunma
3139 Okunma
3014 Okunma
2886 Okunma
2297 Okunma
2236 Okunma
2062 Okunma
2042 Okunma
1967 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI