KEBAN KÖYLERİ: (3) BİRVAN-3
Bilge insanlar:
Köyde eskiye dayalı bilgilerin çoğunu onlardan öğrendiğimiz, bizim yaşıtların dinlediği tanık olduğumuz bilge insanlar vardı. Keban Barajı’nın yapıldığı 1965’lerde, toprak zemini ve jeolojik araştırmalar yapmak üzere Birvan’a, mühendis ve teknisyenlerden oluşan bir gurup geliyor. Köyün inancına göre kutsal sayılan Başpınar ziyareti üzerinde konaklıyorlar. Gelenlerin arasında ömrünü Kürtler üzerinde yaptığı araştırmalar ve yazdığı kitaplarla büyük bedeller ödemiş, haklı bir üne sahip İsmail Beşikçi’de var. Köyün yaşlı akil insanlarından oluşan bir gurup bu toplantıya katılmışlardır.
Katılanlar, uzun yıllar Amerika’da kalmış Gakki Ali, Kur’an, tefsir, hadis, kelam kavramları konularına hâkim Medrese okumuş Haydar Baba, Dengbej Xıdê, Bektaşi Hıssî Raş, Xazi Ali Davrêş (Yanık), Sinan Ağa (Öztürk), Alevi inancında yol gösteren, edebi sözleriyle insanların ruhlarını terbiye eden İrbam Baba ve üç dönem muhtarlık yapmış Esat Ekmen’dir.
Köyün tarihi, inancı ve sosyolojik yapısı üzerinde uzun boylu bir konuşmalar yapılıyor. Misafirler gittikten sonra, Haydar Baba: “Sarı Hocanın Kürt Aleviler konusunda tarihi konuşması, her zaman duyduklarımızda farklı sözlerdi. Kürtlerle ve Alevilerle ilgili kafasında ne varsa hepsini açık açık konuştu. Hiç kişiliğini perde arkasına saklamadı. Öbürleri boş şeyler konuştu. Fakat Sarı Hoca, (İsmail Beşikçi’yi kastederek) bu kadim coğrafyayı ve insanlarını iyi tanıyan, bilen biridir” diyor.
Köyümüze, Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü sahibi olan ve Türk Edebiyatı’nın köşe taşlarından olan şair, yazar, eleştirmen Vecihi Timuroğlu, ‘Yöresiyle Ağın’ eserinin yazarı İsmail Beydemir, Elâzığ Valisi Zekeriya Çelikbilekli, Karaca Ahmet Vakfı Başkanı Alevi Dedesi Muharrem Ercan, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Köy Enstitüsü ilk mezunlarından ve Elâzığ TÖS Başkanı Mehmet Ali Bilir, ezilmişlerin ve zulme uğramışların şairi Adnan Yücel, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Elâzığ Milletvekili Aydın Güven Gürkan, Türkiye Büyük Birlik Partisi Başkanı Mustafa Timisi, Keban’ın gelmiş geçmiş bütün Kaymakamları ve Belediye Başkanları, Birvan’a gelerek bu köyün insanlarıyla sohbetleri olmuştur.
2022 yılında Anı Yayınları tarafından yayımlanan ‘Kanîya Mezin-Başpınar’ monoğrafik eserimde ayrıntılı bir şekilde anlatılan, Birvanlıların inancında bedensel ve ruhsal olarak arındırma özelliği kazanmış ve bu coğrafyadaki su kültünün, doğuşunda çok önemli bir etken olmuştur.
Gelenekler, Töre, Törenler, Sosyal Yapı
“İlkel komünal toplumların zorunlu kutsal törenleri vardır. Örneğin, topluma giriş ayini. Sünnet, İbrani toplumunun topluma giriş ayinidir. Araplara, İbranilerden geçmiştir. Birçok Afrika kabilesinde, sünnetin farklı biçimleri vardır; kimilerinde, kadınlar için de sünnet zorunluluğu vardır. Örneğin bir insanın, Müslüman olup olmadığı sünnetli olup olmadığıyla anlaşılır. Sünnetli değilse Müslüman değildir. Topluma giriş ayinidir kaynağında. Eski Oğuz boylarında, bir erkek, önemli bir yiğitlik göstermeden, ad alamazdı. Dede Korkut Hikâyeleri’ndeki Boğaç Han söylencesi, bu töreyi anlatıyor. Topluma giriş ayinleri (commenien), bütün inanlığın geçirdiği bir aşamayı gösterir.” (Kaynak: Estetik, Vecihi Timuroğlu, Berfin Yayınları sy.131)
Dolayısıyla, Keban’ın bütün köylerinde Sünnet, Kirvelik, Kızın Çeyiz Hazırlığı, Nişan, Nikâh, Düğün, birbirinin benzeri töre ve geleneklerle yapılır. Örneğin, eve gelen yeni gelin kaynatayla bir süre, -bu geleneği üç dört yıl sürdürenlerin olduğunu- konuşmadığı, ‘Gelinlik’ yaptığı; unutarak kazaen konuşmuşsa, kaynatanın uygun görmesi halinde “tamam kızım ben izin veriyorum” demesiyle gelin tarafından eli öpülerek, hediyesini aldıktan sora artık konuşmasındaki yasak böylece kalkmış olur. …doğum yapan kadın üç gün, üç gece yalnız bırakılmaz. İnanışlara göre ‘Al Karısı’’ loğusa kadının ciğerlerini sökmeye karşı alınan bir önlemdir. Gelinin yastığını altına bir lokma ekmek ve bir bıçak konulması ihmal edilmez. Çocuğun kırkı çıkarıldıktan sonra ‘tehlike’ dönemi bitmiş olur.
…1970-80 arası, işçi hareketlerinin güçlendiği, sendikalar, partiler, bir yanda devrimci köylülük bilincinin yükseldiği yıllardı. Gençler için ‘Devrim’ kapıda, umutlar dağlardan da büyüktü. Birvan, kitap okuyan, seminerler düzenleyen ve köylüye sosyal içerikli piyesler oynayan gençlerden oluşuyordu. Gümbür gümbür geliyor denilen rüzgâr başka yönlere esti. 12 Eylül faşist cunta generalleri, “Kürtler ülkeyi bölüyor, irtica hortladı, laiklik elden gidiyor; solcular komünizmi getiriyor” gerekçesiyle yönetime el koydu. Birvan’ın payına ne düştüğünü, Birvan özelinde bunun nasıl ve hangi bedellerle ödendiği BIRÎWAN kitabında anlatılıyor!
…bu coğrafyada, bölgede ve Birvan’da adına her ne kadar “ölüm elbisesi” denilse de, feodal ve erkek egemen toplumlarda ‘kumalık’ (ikinci eş) olgusu fazladır. Genelde Alevilerde özelde Birvan’da kural tek eşliliktir. Ancak erkek çocuk saplantısı nedeniyle bu köyde de 3 kumalık olayına rastlanır. Doğum yolunda 8 kadının, elektrik çarpması sonucu 1, silahla ölüm 4, toprak göçüğü altında 1 kişinin öldüğü bilinir.
Masallar, Öyküler, Söylenceler, Bilmeceler, Kalıp Sözler, Sözcükler, Yöre Dili, Dualar, Temenniler, Sövgüler, Yeminler, Atasözleri, Deyimler, Mektuplar
…Birvan köyü, kültür konularında çok zengin bir birikime sahiptir. Yukarıda ana başlıklar halinde yazılanların ayrıntılı anlatımı, adı geçen kitapta 40 sayfayı bulmaktadır.
…Birvan’ın tarihini, köyümüzde akademik tarihi bilgilerine muhtaç olduğumuz donanımlı Birvanlı dört tarih öğretmenine havale ediyorum…
Keban Gazetesi - https://keban.com.tr/