Bugun...


YAZAR : AV.LEVENT BİLGİN

facebook-paylas
ELLİNCİ YIL DÖNÜMÜNDE KIBRIS MUTLU BARIŞ HAREKÂTI;
Tarih: 15-07-2024 09:44:00 Güncelleme: 15-07-2024 09:44:00


 

Adriyatik’ten Çin Seddine uzanan büyük bir coğrafyada varlığını sürdüren Türklerin anavatanı büyük Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetidir. Anavatan dışında yaşayan özellikle Osmanlı Bakiyesi olarak tanımladığımız dış Türkler Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Kıbrıs Adası’nda ve Ortadoğu’da yaşamaktadırlar. Bu coğrafyalarda yaşayan soydaşlarımızı Kıbrıs Adası’nda yaşayan soydaşlarımızı ise 1878 yılında Sultan İkinci Abdülhamit Döneminde adayı İngilizlere kiralamak suretiyle, Balkanlarda yaşayanları Balkan Savaşlarından sonra yani 1912-13 yıllarında, Kafkaslarda yaşayanları Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1918-19’da, Ortadoğu’da (Musul ve Kerkük’te) yaşayan soydaşlarımızı 1925’de, terk etmek durumunda kalmışız. Bu terk edişler çağın gereklerine ayak uyduramayarak giderek güçsüzleşen ve Fransız İhtilali ile batıda uyanan milliyetçilik akımlarına karşı çoklu etnik yapılı Osmanlı Devletinin emperyalist devletlerin isteklerine direnememesi sonucunda meydana gelmiştir.

Yukarıda kısaca açıklamaya çalıştığım dış Türkler arasında bizden ilk kopan soydaşlarımız Kıbrıslı Türkler olmuştur. Çoğu 1571’de adanın Türk hâkimiyetine girmesi sonrası Anadolu’dan götürülerek adaya yerleştirilen Türklerdir. Bunun örneklerinden biri KKTC’nin üçüncü Cumhurbaşkanı Sayın Dr. Derviş EROĞLU’nun atalarının Kayseri  Ergazili  olmalarıdır.

1878 yılından İngilizlerin ada yönetimini devretme kararı aldıkları 1958 yılına kadar 80 yıl boyunca Kıbrıslı Türkler adada yaşayan Rumların çeşitli yöntemlere başvurarak asimile etme girişimlerine direnmişler ve dilleriyle dinlerini muhafaza ederek adadaki Türk varlığını korumuşlardır. Kıbrıslı Türklerin bu direnişleri her türlü takdiri ve övgüyü hak etmektedir.

Kıbrıs adası; Türkiye’nin Akdeniz’e açılan denizyollarını kontrol eden bir konumda batmayan bir uçak gemisidir. Güney sahillerinde bir tatbikatı izlemekte olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, çevresinde topladığı kurmaylarına “Türkiye’nin yeniden işgal edildiğini ve Türk Kuvvetlerinin sadece bu bölgede mukavemet ettiğini farz edelim. İkmal yollarımız ve imkânlarımız nelerdir?” sorusunu sormuştur.Subayların ileri sürdüğü birçok görüş ve düşünceler sabırla dinleyen Atatürk, elini haritaya uzatarak Kıbrıs’ı işaret eder ve “Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece, bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada ve oradaki soydaşlarımızın varlığı bizim için çok önemlidir” diye konuşur.  Bu konuşmayı dinleyen subaylardan birisi şu soruyu sorar; “Adada Türk varlığı olmasaydı. Ne yapacaktık.” Atatürk’ün verdiği cevap; “Anamur’dan papaz elbisesi giydirerek adaya Türk gönderecektik.” olmuştur. İşte büyük öngörü budur.

Atatürk’ün sağlığında da adada yaşayan Rumların Yunanistan ile birleşme arzuları var olmasına rağmen ada yönetiminin İngilizlerde olması nedeniyle bir Kıbrıs Sorunu mevcut değildir ancak genç Türkiye Cumhuriyeti oradaki soydaşlarının başta eğitim olmak üzere ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu yardım adadaki Türklerin asimile olmasını engelleyecek ve Türk varlığını pekiştirecektir.

İngilizlerin ada yönetiminden ayrılma kararı üzerine Rumlar adanın tek hâkimi gibi davranmaya başlayarak etnik temizlik hareketlerine girişeceklerdir. Rumların bu hareketlerine karşı adada yaşayan soydaşlarımızın kurduğu yerel direniş örgütleri 1958 yılında Türkiye Cumhuriyeti Özel Harp Dairesi’nin kontrolünde kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı çatısı altına alınacaklardır. Bu suretle adada ki Türklerin can güvenlikleri sağlanacaktır.

1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti ancak üç yıl yaşayacak Rumlar Türklerin yönetimdeki varlıklarına bile tahammül göstermeyerek tek taraflı olarak bu cumhuriyeti yıkacaklardır. Rumların 1964 yılında Kumsal Baskını’yla özdeşleşen Kanlı Noel saldırılarında 300’den fazla Türk katledilecek,bu katliamların en korkuncu hemşehrimiz Tabip Binbaşı  NihatİLHAN’ın savunmasız durumdaki eşi ve üç çocuğunun sığındıkları banyo küvetinde barbarca katledilmeleri olarak hafızalarımıza kazınacaktır. Rum taşkınlıkları 1974 yılına kadar sürecek adaya 1964 yılında gönderilen Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün de katliamlara seyirci kalmasıyla Türkiye Cumhuriyeti adaya garantör devlet olarak 20 Temmuz 1974 tarihinde müdahale etmek durumunda kalacaktır.

Bu harekât dünya harp tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Harekât; Kara, Hava, Deniz kuvvetlerimizin ortak yürüttüğü koordinesi oldukça güç olan müşterek bir harekâttır. 1974 yılının kısıtlı olanaklarıyla başarılmıştır. Harekâtın başlangıcında dönemin başbakanı rahmetli Bülent ECEVİT’in uluslararası basına verdiği demeç bugün dahi geçerliliğini korumaktadır. Ecevit demecinde;“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’a indirme ve çıkarma harekâtı başlamış bulunuyor. Allah milletimize, büyün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı etsin. Bu şekilde insanlığı ve barışa büyük hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışma olmaz. Biz aslında savaş için değil, barış için, yalnız Türklere değil, Rumlara da barışı getirmek için adaya gidiyoruz.” Türk askerinin 1974 yılında sağladığı barış elli yıldır devam etmektedir. Zaman zaman uluslararası toplumun sorunun çözümüne yönelik girişimleri olsa da bu çözümler hep Rumların Kıbrıslı Türkleri eşit olarak görmemesiyle akamete uğramıştır. Eski ABD Dışişleri Bakını Henry KISSENGER’in dediği gibi “En iyi çözüm çözümsüzlüktür.” Adada 50 yıldır Türk Ordusunun götürdüğü barış durumu devam etmektedir. Nice elli yıllara!

Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı’na ilçemizden asker olarak katılan ve gazilik unvanını taşıyan (Sofu) Ömer KAYA ve Kadir CAN ağabeylerime sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Kıbrıs davası uğruna yaşamlarını yitiren tüm şehitlerimizi rahmetle anarken kahraman gazilerimize hayırlı ömürler diliyorum. Şiir bölümünde harekâtla ilgili Âşık Mahsuni Şerif’in Kıbrıs Destanı’nı sunuyorum. Saygılarımla.

Hele bakın şu yiğidin göğsüne,

Zalımdan bir kurşun yemiş geliyor,

Albayrak tabutuna sarılmış,

"Bu toprak benimdir." demiş geliyor,

Şehit geliyor, aslan geliyor

 

Kundakta yavrular diri yakılmış,

Çoluk çocuk hendeklere dökülmüş geliyor,

Gebe kadınlara süngü sokulmuş,

Kıbrıs'ı bir duman almış geliyor,

 

Bir papazın seri, Dünya'yı sardı,

Akdeniz'i kana, yaktı kavurdu geliyor,

Kurtaran yok mu, şu yavru yurdu?

Bir Mustafa Kemâl doğmuş geliyor,

Şehit geliyor, dost, aslan geliyor

 

Ne güzel yakışmış bayrağın rengi,

Bir vatan uğruna eylemiş cengi geliyor,

Var mı ulan Dünya'da Mehmet'in dengi?

Mahzuni soyunu övmüş geliyor,

 



Bu yazı 587 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
2496 Okunma
1932 Okunma
1615 Okunma
1363 Okunma
1008 Okunma
862 Okunma
763 Okunma
682 Okunma
644 Okunma
621 Okunma
572 Okunma
502 Okunma
493 Okunma
477 Okunma
445 Okunma
433 Okunma
420 Okunma
394 Okunma
3969 Okunma
3615 Okunma
3526 Okunma
3254 Okunma
2971 Okunma
2496 Okunma
2147 Okunma
2052 Okunma
1932 Okunma
1930 Okunma
1827 Okunma
1615 Okunma
1470 Okunma
1363 Okunma
1250 Okunma
1185 Okunma
1064 Okunma
1053 Okunma
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI