Bugun...


YAZAR : CEM BAYINDIR

facebook-paylas
HARPUT’TA RAMAZAN HAZIRLIKLARI
Tarih: 25-02-2025 09:32:00 Güncelleme: 25-02-2025 09:32:00


HARPUT’TA RAMAZAN HAZIRLIKLARI

Bu sayıda İshak Sunguroğlu’nun çok değerli Harput Yollarında adlı kitabından bir bölümü sunmak istiyorum. Bu yapıt her Elazığlının edinmesi gereken büyük bir kültür mirası olup, bugüne değin bir benzeri yazılamamış eşsizliktedir.   

“HARPUT’TA RAMAZAN HAZIRLIKLARI

Ramazan yaklaşınca da 15 gün evvel şehirde Ramazan hazırlıkla­rı başlar, bütün camiler, halıları silkinmek, süprülmek temizlendikten sonra kandilleri silinir ve yağları konulurdu. Hangi camilerde, hangi hafızların mukabele okuyacakları teravih namazı kıldıracak imam ve hafızların, vaizlerin adları büyükler ve ilgililer tarafından tespit edilir, listeleri cami methallerine asılırdı.

Camilerden başka evlerinde mukabele okutturacak ve teravih namazı kıldırtacak kimseler de hafızlarını ve imamlarını evvelden seçerler ve bunlarla mutabık kalırlardı.

Ramazana Hazırlık

Yukarıda Ramazanların eski Harputlularca manevî bakımdan nasıl karşılandığını anlatmıştım. Bunun yanın­da bir de maddeye dayanan bir hazırlık vardı ki, bu da kayda değer. Her aile bütçesine göre yağını, balını, bulgurunu, pirincini ve çorbalıklarını Ramazandan evvel tedarik etmek kaygısındaydı. Bunlar tamamlandık­tan sonra da memlekette bulunmayan zeytin, limon, hurma, tahin hel­vası gibi şeyleri de Antep, Halep gibi uzak illerden getirmeğe veya yer­li esnaftan satın almaya mecburdu.

Mevsiminde hazırlanmış vişne, ko­ruk ve kızılcık gibi şurupların şişeleri ve birçok nefis reçellerle bal ve pekmez ve peynir gibi şeyleri içlerinde saklayan yeşil sırlı ufak çiniler ortaya çıkardı. Erişteler, şaryeler kesilir, her evin tandırı yanar, Ramazan için taze yağlı ekmekler pişirilir, fırınlarda ise tepsi tepsi yağlı çörekler yaptırılırdı.

Yazılarından daima zevk ve ilham aldığım ve üslubuna hayran kal­dığım rahmetli Ercüment Ekrem Talu (Eski Ramazan Günleri) diye bu konuyu ne kadar samimi ve içten gelen bir hasret ve iştiyakla tasvir et­miş ve canlandırmıştır: “Eski Türk evinde, Ramazan bir yıldır hasreti çekilen canan gibi59 karşılanırdı. Ramazan yalnız dinî olmakla kalmayan, Aynı zamanda iç­timaî hayatla da yakın alâkası bulunan bir hâdiseydi.”

Din; On bir ayın bir sultanı yüzü suyu hürmetine mabetlere çeki düzen vererek hazırlarken, aile reisi ise evinde daha ziyade maddeye ta­allûk eden hazırlıklarda bulunurdu. Böylece insanlığın ruhanî ve cismanî hüviyeti Ramazana yakın günlerden itibaren daha çok birleşirdi. Eh! O zamanlar imkânlar da ziyadeydi. İnsanlar büyük emeller ve ihtiraslar peşinde koşmayı bugünkü kadar azıtmamış olduklarından nispi bir huzur ve refah içinde yaşıyorlardı.

O devrin zenginlerine, Ağniyayi Şâkirin, fukarasına da Fukara-yi Sabirin denirdi. Zengin şükranı­nı: Zekât, fitre ve sadaka ile; fukara da sabrını tanrısına tevekkül ile ifade ederlerdi. Her aile Ramazanı dört gözle bekler; çünkü o aydan manen mağfi­ret, maddeten de bereket umardı. Ona göre de Ramazanı, şanına layık surette karşılamak elbette lâzımdı.

Ramazan ve Bayram Ayları. (Rüyet-i Hilâl)

Muharrem ayının iptidasından başlayarak Zilhicce ayının sonu­na kadar devam eden, Ramazan ve onu takip eden Bayram-Şevval ay­larını da içine alan aylara, bir zamanlar Hicrî veya Arabî ayları denilir­di. Bu tarih, Hazret-i Peygamberin Mekke’den Medine’ye hicreti başlangıç olarak düzenlenmiş ve bütün İslâm âlemi bu tarihi kullanmaya başla­mıştı. Bu aylara aynı zamanda “Şuhur-i Kameriye” de denilirdi.

Hesapları kamerî takvimle yapıldığından bir ay 29, ikinci ay 30 gün ol­ması yüzünden Ramazanlar her sene on gün ileri gelir ve 30 senede bir tam yerini alarak devreder, bu münasebetle de Ramazan, senenin her mevsimine tesadüf edebilir. Bahar, yaz aylarına tesadüf ettiği günler en uzun, son bahar ve kış aylarına tesadüf ettiği zaman da en kısa günlerde oruç tutulur.

Sonra eskiden mutlaka Ramazan ayını gökte görmekle ertesi gün Ramazan olur, Şevval ayını görmekle de bayram yapılırdı. Hava açık bulunduğuna göre Arabî aylarından Ramazanın gayrısı Şevval ayı da dahil herhangi bir ay olursa olsun iki şahidin ve ancak Ramazan ayının hilâlini görmekte Akil, baliğ bir tek şahidin görüp haber vermesi kâfi gelirdi; çünkü Ramazan orucu bir emr-i dinî olduğundan buna bir ân evvel kavuşmak için istical gösterilirdi. Buna da Rüyeti hilâl denilirdi.

 Hava bulutlu veya sisli olarak kapalı olup da gökteki ayı görme şartları mümkün olamazsa, ondan evvelki ayın günlerini otuza iblâğ etmekle Ramazan ve bayram yapılırdı. Bunlardan başka Ramazan ve bay­ramlar bazen günün ortalarında bile ilân edilebilirdi. Bu da yukarıda izah ettiğim civar vilayetlerde tahakkuku ile Ramazan ve bayramın, o illerde yapıldığını duyulunca olurdu. Buna dair Mamûretü’l-Aziz mahke­mesinden sadır olan bir ilâmı örnek olarak aşağıya kaydediyorum.

Şimdi gelelim Harput’ta Rüyet-i Hilâl bahsine

Ramazan ve bayramlardan bir gün evvel memleketin kadısı veya müftüsü tarafından mutemet ve Müslüman birisi seçilir. Kendisine bir hayvan kira edilerek bindirilir ve maiyetine de iki zaptiye (Jandarma) terfik olunarak Harput’un batısında şehre takribi 15-18 km. mesafe­deki (Nuralı) köyüne gönderilirdi; çünkü güneş batar batmaz, ufukta husule gelen beyazlık arasında hilâlin gözükmesine bu köyün tabiî va­ziyet ve manzarası çok müsaitti de ondan!..

Şehirden bilhassa memur gönderilmesinin sebebi de: Çok eski de­virlerde bu köyün halkı birkaç sene birbiri ardınca Ramazan aylarına değil de bütün Müslümanlara 29 gün oruç tutturmak için Bayram ay­larını gördük diye Harput’a koşarlar, Hilâli gördüklerini Kadıya söyler ve bayram yaptırırlarmış...

Bu hal birbiri üstüne nazari dikkati çekmiş olacak ki, memur gönderilmeğe karar verilmiş ve üzerinde durulduğu zaman hakikaten ayı görmedikleri halde gördük diye yalancı şehadette bulundukları anlaşılmış, bunun üzerine bu usul ihdas edilerek zamanı­mıza kadar uzayıp gelmiştir. Bu yüzden bu köy halkının sözlerine hiçbir yerde itimat edilmezdi. Köye giden memur, vakit geldiği zaman köyün bir tepeciği üzerin­den batı ufkunu tetkike ve gözetlemeye başlardı. Ay görüldüğü takdir­de hemen atlarına binerek dolu dizgin 3-3,5 saatlik mesafeyi bir saatte kestirerek Harput’a gelir, Müftü veya Kadı huzurunda rüyeti ispat eder­ler yarının Ramazan veya Bayram olduğuna hükmedilir... Toplar atılır, top seslerini duyan şehir halkı neşe içerisinde kaynaşarak sokak­lara dökülürlerdi.

Bunlardan başka bütün kasaba halkı büyüklü küçüklü Ramazan ve Bayram aylarının arifesinde ayı görmek için birbirleriyle yarışa çıkar­lar ve bazen Nuralı köyünden haber gelmeden evvel kasabada yeni ayı görenler olur ve ispat edilirdi.

Böyle bir olay da benim başımdan geçmişti.

Yılını pek hatırlayamıyorum. Bizim ev, şehrin batısında... Guruba karşı yüksek bir mevkide olduğu ve önünde de hiçbir mani bulunma­dığı cihetle ben de güneş batar batmaz evimizin bir penceresinden uf­ku tetkik ediyordum. Bu bakışımda yeni ayı hilâl şeklinde görmeyim mi? Bu görüşümü yanımda bulunan ev halkına da gösterdim. Onlar da gördüler. Hemen Hacı Kerim Efendi’nin selâmlığına geçtim. Beyzade Hacı Mehmet Nuri Efendi de orada misafirdi.

Yeni ayı gördüğümü söyleyince ispat için beni Kadıya gönder­diler, hükümet konağına gittim, polisler kadının evine haber götürdüler, kadı Saracınoğlu Şevki Efendi de biraz sonra oraya geldi ve bana birçok sualler sordu ve benden bunlara muvafık cevaplar alınca ertesi gün Ramazan olduğuna hüküm ile ilânı yaptırdı. Nuralı köyüne gidenler Harput’a döndükleri zaman top seslerini yolda duymuşlar ve hızlı geliş­lerini terk etmişlerdi. Fakat bu hareketimden dolayı küçük, büyük birçok kimselerin ve beni seven birçok dostlarımın serzenişlerine maruz kaldım, aradan yıllar geçtiği halde karşıma çıkan bazı dostlar bana hâ­lâ sitem ederler, benden bir gün evvel tuttukları orucun hesabım sorar dururlardı.”

 

Harput Yollarında, İshak Sunguroğlu, Cilt 3-4, İşaret Yay. 2013, s. 442-448 

 



Bu yazı 466 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
3972 Okunma
2093 Okunma
1271 Okunma
1123 Okunma
970 Okunma
948 Okunma
876 Okunma
859 Okunma
769 Okunma
751 Okunma
733 Okunma
723 Okunma
723 Okunma
712 Okunma
701 Okunma
655 Okunma
600 Okunma
561 Okunma
543 Okunma
540 Okunma
508 Okunma
505 Okunma
449 Okunma
439 Okunma
5201 Okunma
4994 Okunma
4808 Okunma
4480 Okunma
4251 Okunma
4113 Okunma
4041 Okunma
3972 Okunma
3809 Okunma
3377 Okunma
3227 Okunma
2749 Okunma
2442 Okunma
2319 Okunma
2093 Okunma
1823 Okunma
1608 Okunma
1607 Okunma
1558 Okunma
1552 Okunma
1534 Okunma
1496 Okunma
1470 Okunma
1344 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI