Bugun...


YAZAR : SELAHATTİN YALÇINER

facebook-paylas
KARPUZ HİKAYESİ
Tarih: 02-03-2025 12:40:00 Güncelleme: 02-03-2025 12:40:00


 

 

KARPUZ HİKAYESİ

Yine yer Dummu ve henüz Keban barajı inşaatına dahi başlanmamıştı, kesin 1960 dan önceki yıllar. 

Baharın yağışlı ayları bitmek üzereyken, Fırat nehrini besleyen yüksek dağların karları yavaş yavaş eriyince, yatağını dolduran nehir suyu da yavaş yavaş kıyıdan çekilmeye başlardı. Mayıs ayının ilk günlerinden itibaren, karlı dağların beslediği diğer yer altı suları azalmaya yüz tuttuğunda ise, Fırat nehri Mayıs öncesi coşkunluğunu terk edip epeyce sessiz ve durgun akardı. Hal böyle olunca, nehrin doldurduğu yatak daha çok daralır, daraldıkça kıyılarına daha çok geniş alanlar bırakırdı. Fırat yatağı dağlar arasında yol alırken, geçtiği arazi yapısına uyum sağladığı için, yatağın her kıvrımında başka bir tabiat görüntüsü meydana çıkardı. Nehrin yer yer bazı kıyılarında geniş çaykara taşı ve kumluk alanları oluşurdu. Mesela Dummu'nun yazlaklardan bakınca, Odun taşından Kuzu yatağına varana kadar çaykara taşı. Kuzu yatağının olduğu yerin kıyısında geniş bir alanda, irmik unu kadar ince kum olurdu. Kuzu yatağından, Zennin suyuna kadar olan bölgede, yine belli bir alanı kaplayan taneleri belirgin kumluk olurdu. Zennin suyu ile Dummu'nun bahçelerin arasında kalan alanda ise, inşaatlarda ve bağ bahçe duvarlarında rahatlıkla kullanılır kalitede 10 ila 20 kg ağırlığında taş parçaları olurdu. Dummu'nun bahçelerin altında kalan kıyı ise, boydan boya tanecikleri seçile bilen kumluk olurdu.

Bahçelerimizin önünde kalan Fırat kıyısındaki kumluk bizim kavun karpuz ektiğimiz adeta bostan alanıydı. Mart sonunda Dummu'ya göçtüğümüz günlerde Fırat yatağı silme dolu ve coşkulu akardı. Kıyılarda değil ki geniş kumluk alanları, bir avuç kum bile görmek imkansızdı. Mayıs sonu veya Haziran başlarında, Fırat suyu azaldıkça bahçemizin önünde kumluk yavaş yavaş görünmeye başlardı. Kum alanı meydana çıktıkça, babam daha önce hazırladığı çekirdekleri sıra sıra belli bölgeye dikerdi. Çekirdek dikme işi meydana çıkan yeni alanlara göre, iki üç günde bir tekrarlanır en geç 20 günde falan tamamlanırdı. Babam zaten iki üç günde bir en çok bir veya iki sıra dikerdi, bu yerin uzunluğu da olsa olsa en çok 50, 60 metre, bilemedin 70, 80 metre olsun. Şunu da belirtmeliyim, sanılmasın bu çekirdek dikme işi uzun zaman alıyor diye. Tabiat ana bizlere çok kolaylıklar sağladığı için, babamın çekirdek dikme işi de çok kolay olurdu. Babamın elinde parmak kalınlığında yuvarlak bir dal parçası, kum zaten taze. En çok 10 cm derinliğine batıp çıkan sopanın yerine bir veya iki çekirdek atılıp işlem tamamlanıyordu. Ha şunu da belirtmeden geçmek olmaz, babam her işinde estetik kurallarına uyan biriydi. Mesela iki sıra çekirdek ekilecekse eğer, babamın göz kararı ile ip gibi olurdu bu iki sıra.

Henüz dört veya beş yaşlarındayken hiç unutamadığım başımdan geçen bir karpuz anısı. Aylardan Ağustos ortası gibi kavun karpuzun tam zamanıydı. Dummu'da yazlaklar denen yerdeki evimizle bahçelerimizin arasında bir dere vardı. Bahçemizin en beri noktasından sesimizi biraz yükselttiğimizde, evimizle bahçemiz arasında kısa haberleşme sağlardık. Bir gün güneş batmak üzereyken, babamla Abbas ağabeyim bahçedeki işleri toparlayıp karanlığa kalmadan eve doğru yollanırlar. Babam Abbas ağabeyime demiş ki eve seslen bir çuval getirsinler, kumluktan bir kaç tane karpuz getir evde yeriz. Ağabeyimde anneme seslenmiş, çocukların biriyle kumluğa bir çuval gönder demiş. Evde kardeşler olarak kalabalığız, ama o anlarda herkesin bir işi vardır illa ki. Ben henüz 4, 5 yaşlarında olsam da, annem bana küçük bir kıl çuvalı verip kumluğa götür demiş. Abbas ağabeyim bir kaç karpuz kavun koparıp hazırlar, ama evden ne bir çocuk nede bir çuval hiç kimse gelmez. Karanlık iyice çöker ve bakar ki gelen giden kimse yok. Mecburen kucağında ne kadar kavun karpuz taşıya bildiyse alıp eve gelir. Ağabeyim niye çuval göndermediniz der mi demez mi, yemek hazır olduğu için sofraya oturur. Zaten karanlık çökmüş ve çıranın ışığında dama kurulan sofrada, herkes hem karınlarını doyuruyor hem de günün yorgunluğunu atıyor. Abbas ağabeyimin midesine bir kaç lokma yemek gidip, keyfi şöyle yerine gelince, anneme, ana seslendim niye kumluğa çuval yollamadın diye sorar. Annem de kurban olam Selahattinle yolladım ya deyince, herkes başını sağa sola çevirip gözleri beni arar. Bir bakarlar ki ben sofrada yokum. Herkesi alır bir telaş, bu çocuk kumluğa gitmediyse nereye gitti demeye başlar. Ev ahalisi Fırat kenarındaki bostana doğru beni aramaya başlarlar. Şura senin bura benim gezer dolaşırlar, ama beni bulamazlar. Hal böyle olunca daha önce aradıkları yolun kenarlarını, daha geniş tutarak adam akıllı taramaya başlarlar. Rahmetlik Abbas ağabeyim her kayanın dibine, her kayanın üstüne tek tek bakarken ve nihayet beni bulur. Ben demek ki o yaşlarda aklım pek ermediği için, belki de bir oyuna dalıp kuma giden yolun yakınlarında olan bir kayanın başında uyumuş kalmışım. O anı kıt kanaat hayal meyal sanki hatırlıyorum. Demek güneş batarken hafif bir serinlik çökmüş, ve kayanın üstüde sıcak olunca, hafif bir uzandımsa eğer uykuya dalıp gitmişim. 

Sonuç o akşam ve o yaşımda, Dummu'da yılın sekiz ayı, Allah'la baş başa kalan aileme telaşlı saatler yaşatmışım...

Cümlesiyle beraber Hakka yürüyen ailemin güzel insanlarına, Allah'tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun cümlesiyle birlikte, nurlar içinde uyusunlar...

Selahattin YALÇINER

 

 



Bu yazı 428 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
4030 Okunma
2032 Okunma
1371 Okunma
1083 Okunma
990 Okunma
891 Okunma
880 Okunma
858 Okunma
821 Okunma
782 Okunma
729 Okunma
651 Okunma
639 Okunma
631 Okunma
620 Okunma
591 Okunma
530 Okunma
523 Okunma
504 Okunma
497 Okunma
497 Okunma
462 Okunma
418 Okunma
415 Okunma
5216 Okunma
4828 Okunma
4505 Okunma
4286 Okunma
4136 Okunma
4068 Okunma
4051 Okunma
4030 Okunma
3831 Okunma
3406 Okunma
3261 Okunma
2795 Okunma
2448 Okunma
2130 Okunma
2032 Okunma
1615 Okunma
1613 Okunma
1597 Okunma
1584 Okunma
1579 Okunma
1481 Okunma
1371 Okunma
1350 Okunma
1309 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI