BİR BABA TANIYORDUM
Bir baba tanıyordum, elbet köyün birinde
Tarlada çalışırdı; kazma, kürek elinde
Ekmeğini öyle kazanır, alın terinde
Ömrü böyle geçerdi, yaşadığı köyünde.
**
Bir baba tanıyordum, nasır tutmuş elleri
Kimseler sormaz ki acep nasıldır halleri
Bahçe emek ister, solduramaz o gülleri
Bir el uzansın bekler, onarsın gönülleri.
**
Bir baba tanıyordum, her bir işe koşardı
Her yapacağı bir işe dürüstlük katardı
O, rızkının peşinde dağlar, taşlar aşardı
Hayatını, onurlu bir çizgide yaşardı.
**
Bir baba tanıyordum, şansı hiç de tutmadı
Bir gün o, yatağında rahat dahi yatmadı
Bir lokma ekmeği bile hiç dertsiz yutmadı
Çocuklarının rızkına tek haram katmadı.
**
Bir baba tanıyordum, hiç bir yalan bilmedi
Aç oldu, tok oldu, haram lokmayı yemedi
Güzelden, doğrudan yana hiç taviz vermedi
Haksızlığa, hiç bir zaman boynunu eğmedi.
**
Bir baba tanıyordum, hayat belini bükmüş
Yokluğa katlanıp on bir çocuğu büyütmüş
Hayatı çile olmuş, rahat nedir görmemiş
Üç beş kuruş için kimselere eğilmemiş.
**
Bir baba tanıyordum, onu ben çokça sevdim
Ben ki; onun, onurlu duruşunu beğendim
O babanın dostluğuna her zaman güvendim
Ben, hayatımda hep öyle insana özendim.
**
Bir baba tanıyordum, öyle candan mı candan
O, benden bir can gibiydi, öylece bir insan
Kanım ona ısındı, sanki bana can katan
Bu tanıttığım insan, işte o benim babam.