bayram sabahına uyanan bahar
giymiş en güzel elbiselerini
sürünüp en güzel esintisini
kondurmuş saçlarına
rengarenk çiçekleri, kuşları, börtü böceği…
en güzel elbisemi giymek isterdim
en güzel heyecanıma bürünüp
kelebekler uçuşsun diye yüreğimde
salınmak isterdim çicekli elbisemle
bu bayram sabahı ben de
bütün hüzünleri rafa kaldırıp
takıp takıştırıp en güzel gülüşümü
ufkumu kapayan dağları aşıp
gelseydim uçar gibi
bayramlar bayram olsaydı
balkonda boş sandalye
sıvası dökülmüş duvar
dalında kurumuş çiçek,
kaç kere öleceğim
kaç kere kavlayacak kimbilir
daha kaç acı biçilecek ruhuma
arıyorum kendimi
herkes bana bigâne
sokaklar bana ağyar
emektarlar nerede şimdi
âh yine kanatlı kapılarda efkâr
sokak lambasının hafızasından
alıyorum özlemlerimi
duygularım salkım saçak
evin direğine yaslanma arzusu
ve sağanak yağmur
istila ediyor gözlerimi
yeller esmiş
eli öpülesilerin yerinde
sofrada birkaç kaşık eksilmiş
gün gün kaybediyorum izlerimi
İn cin top oynuyor
kahkahaların donduğu
yorgun evlerde
taşınmış nem varsa
bir sokak ötesine
yeni evler kurmuşlar sil baştan
zambaklar gövermiş damlarında
dua bekler olmuşlar
sükuttan libaslar giyip
bu bayram sabahı
tadı tuzu kaçmış sofranın
lokmalar düğüm düğüm
çocuk yanıma kara çalınmış sanki
suskunum bir mezar kadar
gelse neyime
sılaya bayram…