Bugun...


EĞİTİMCİ - YAZAR : MEHMET YILMAZ

facebook-paylas
TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MÜFREDAT PROGRAMININ ALANDA VE SAHADA UYGULAMASI:
Tarih: 29-09-2024 13:54:00 Güncelleme: 29-09-2024 13:54:00


TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MÜFREDAT PROGRAMININ ALANDA VE SAHADA UYGULAMASI:

Yaklaşık bir aydan beri yeni maarif müfredat programını sahada ve alanda sınıflarımızda uygulayan öğretmen olarak uyum sağlamaya çalışmaktayız. Öğrenciler genel anlamda ders öncesi hazırlık yapmamış olması dolayısıyla öğretmen olarak sınıf içinde uygulamalarda büyük sıkıntılarımız devam ediyor. Öğrenciler günlük olarak ders araştırma ve incelemelerini yapmamakta ısrar ediyor. Veli boyutu zayıf kalmaktadır. Öğrenci velileri çocuklarını yönlendirmede ve ders takibinde yetersiz kalmaktadır. Öğrenciler yeterli düzeyde kitap okuma ve araştırma yapmada yetersiz kalmaktadır. Bu yeteneğini kullanmada yetersiz kalkmak olarak görülmüştür. Bu anlamda birkaç eksik yazacak olursam;

Öğrenciler yazı yazmada ve düzenli defter tutmada yetersiz kalmaktadır.

Derslerde her fırsatta yeni müfredat programından ve yapılan değişikliklerden söz etmekeyız. Öğrenciler bu konuda yeteri kadar ilgi göstermemiş olması öğretmen olarak işimizi zorlaştırıyor. Okullarda etkileşimli tahtaların internet hızı olarak düşük hızda olması dolayısıyla internette yararlanma açısından yetersiz kalmaktayız.

Öğrencilere ödevlendirme yaptığımız halde öğrenciler verilen ödevi yapmakta yetersiz kalmaktadır.

Öğrenciler öğrenmede yetersiz kalmaktadır. Tam öğrenmede başarılı olmak için öğrenciler görev ve sorumluluklarını iyi bilmesi gerektiği halede bu hassasiyeti göstermediği gerçeğidir. Sınıf içinde her öğrenci aynı hassasiyeti göstermede yetersiz kalmış olması yeni maarif müfredat programının kısa süreçte anlaşılır olmasını önlüyor.

Biz öğretmenler yıllardan beri öğrenci merkezli ders yapmayı hedeflediğimiz bir gerçektir. Anadolu liselerinde haftalık 40 ders saati ve Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde haftalık 45 ders satı olarak işlenmiş olması öğrencinin gün içinde ortalama 9 saat okulda zaman harcamış olması öğrencide büyük bir yorgunluk yaratmaktadır. Bir öğrencinin hafta içinde verimli ve başarılı olması için bu yoğunlukta bir ders saatini sürdürmesinin imkânı olmuyor. Öğrencilerin okulda bulunduğu süre içinde öğrencilerin yeterli yüzeyde besin almamış olması eğitim öğretimi olumsuz etkileyen etkenlerin içinde yer almaktadır.

Eğitim öğretim konusunda bütünsel bakmakla yükümlü olduğumuzu bilmek durumundayız. Bu olumsuzluklara birlikte biz öğretmenlerin bu yeni müfredatta verimli ve başarılı etkinlik ve faaliyet içinde olması için uzun süreçte bu programın kalıcı ve güven vermesi önemlidir. Alanda ve saha da görev yapan bir öğretmen olarak bu Türkiye yüzyılı maarif müfredat programının verimli ve başarılı olması için süreç olarak önemsenmeli.

Bu yeni program bize neyi öneriyor ve neler yapmamız gerekiyor onu çok iyi anlamak durumundayız. Daha önceki programda kazanımlar söz konusu idi. bu programda ise beceri tabanlı çalışmalar yapmak durumundayız. Öğrenmekle birlikte beceri kazanma önerilmektedir. Öğrenilenler beceriye dönüştürme de nasıl ve ne şekilde bir yol izlenmelidir onu bize öneriyor.

Artık merkezde beceri kazanma var demektir. Bu programda ortak bir metin var. Bu ortak metinde 20 kadar beceri kazandırma ve bu kazanımların beceriye dönüşümü önerilmektedir. Beceri kazandırırken konu/ tema da birlikte işlenmesi söz konusudur.

Bizler bir şeyi öğretirken bu 20 tane ortak beceriyi pratik yaşamda nasıl kullanacağımızı her fırsatta vermek durumdayız. öğretmenler olarak zihnimizde sürekli bu yeni müfredat programını canlı tutarak öğrenciyi nasıl daha aktif kılarız ona bakmalıyız.

Bu durum zihnimizi zorlayacaktır. Zorlaması da gerekir. Dersler arasındaki bağlantılar daha çok kurulması gerekir. Sorgulamaya önem verilmesi gerekir. Türkiye yüzyılı maarif müfredat programı için ders kitabı ve öğretim programı öğretmen ve öğrenciler için en önemli yardımcı kaynak olarak önerilmektedir. Her öğretmen elindeki yeni öğretim programı ve ders kitabıyla birlikte neler yapması gerektiğini sorgulaması gerekir. Etkileşimli tahta verimli ve başarılı bir şekilde kullanmalıdır.

Bu yeni programda temel hedef öğrenmelerin beceriye dönüştürmesidir. Öğretilerin yerinde ve zamanı geldiğinde kullanılması meselesidir. Öğrencilerin öğrenmede var olan eksiklerinin giderilmesidir. Gelişen dünyada varol tüm öğrenme, öğretme, beceri ve kazanımlarının yaşama geçirilmesi olarak görülmektedir. Her dersin özelliğine göre diğer derslerle olan ilişkisinin kurulmasıdır. Temel mesele olarak tarihimizde ve kültürümüzde varolların iyi değerlendirilmesi ve yeri geldikçe yaşama geçirilmesi hedeflendiğidir.

Yıllardan beri uygulanan tüm müfredat programlarında temel problem altyapı eksikleri ve bu programlarda eğitim öğretimde sacayaklarının eksikleri ve bunların yeri yerinde eğitim öğretimde aktif olmamasıdır. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan beri ortaya konulan tüm müfredat programları tasarlanırken ve kâğıt üzerine planlanırken güzel planlanmıştır.

Müfredat programları ile birlikte öğretmen yetiştirmede uygulanan politikalar daha da önemli olmuştur.

Öğretmenler olarak bu müfredat programlarına ne derece ilgi gösterdiğimiz önemlidir.

Bu müfredatlar hazırlanırken eğitim öğretim bileşenleri olarak ne kadar destek verilmiştir. Bu müfredat programları halktan, eğitim öğretim paydaşlarından ne kadar destek görmüştür bu önemlidir. Bu müfredat programları hazırlanırken geniş halk kesiminden ne derece ilgi görmüştür? Bu önemlidir.

Programda karşılaştığımız en önemli sıkıntı ve problem öğrencilerin yeterli düzeyde ders öncesi ve sonrası çalışma ve araştırma eksikleridir. Bir dönem öğrencilere önceden ödev vermek uygun görülmüyordu. Bu programda sorumluluğun büyük bölümü öğrenciye yüklenmektedir. Derslerin özelliklerine uygun ön çalışmanın öğrenci tarafından yapılmasında büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Öğrenciler bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmemekte ısrarcı davranmaktadır.

- Öğrencilerin sınıf içinde ders ile ilgi ve alakalarının az olmasıdır. Öğrencinin öğrenmede işlem basamaklarını kavramada yetersiz kalmasıdır. Öğrencilerde öğrenme ve beceri kazanmadaki gönülsüz davranması ve isteksizlikleri öğrenim süresince devam etmiş olmasıdır. Öğrenciler sorumluluk almakta gönülsüz davranmış olması en büyük eksikliktir. Öğrenci velilerin yeterli kadar öğrencisine destek verme yılı ve bu konuda yetersiz kalması en büyük problemdir. Öğrenci velisi , öğretmen ve okul idarelerinin iş birlik yapmada sıkıntıların var olmasıdır.

Öğrencilerin anne ve babalarına karşı sorumluluklarını yerine getirmede yetersiz kalması en büyük engeldir. Öğretmen, okul idaresi, öğrenci ve öğrenci velisi işbirliğinin istenen düzeyde olmayışı bu programları olumsuz etkilemektedir.

- Derslerin yanında değerler eğitimi önemlidir. Bu değerler eğitimi okullarda yıllardan beri verilmektedir. Değerler eğitimi verilmekle birlikte toplumda bu değerler eğitimini yok sayan nedenler vardır.

Değerler eğitimi okullarda verildiği halde bu değerler eğitiminin davranışa ve beceriye dönüştürmede sıkıntı ve problemler vardır. Değerler eğitimi sadece eğitim öğretim programlarıyla verilmez.

Değer eğitimi dediğinizde toplumda her insan bilgi ve becerisi çerçevesinde sorumluluk duyması gerekir. Toplumun önünde yer alan siyasetçiler, yöneticiler, toplumu bilgilendirmede etkin rol alan tüm kesimler rol model olma gibi zorunlulukları vardır. Yazılı ve görsel basın kuruluşlarının da eğitim ve öğretime olumlu yönden katkı sunma zorunluluğu vardır.

Öğretmenler olarak rol model olma gibi zorunluluğumuz vardır.

Ülkede adalet dağıtıcılar, işverenler, mahalli ve yerel yöneticiler , merkezi yönetimde yer alanlar ….vb. rol model olmak durumundadır..

Yoksa değerleri anlatmada eksiklik yoktur. Değerleri yaşama geçirmede sıkıntılarımız yıllardan beri devam ederek gelmektedir. İnsanlar siyaset uğruna yalanı söylemekte sakınca görmüyorsa sıkıntı var demektir. İnsanlar kısadan köşe dönmek istiyorsa o toplumda sıkıntı var demektir. İnsan alın teri ve emeğe saygı göstermiyorsa sıkıntı var demektir. İnsanlar devletine ve insanlarına karşı sorumluluklarını bilebile yerine getirmiyorsa sıkıntı var demektir.

Bizim gibi ülkeler değerlerini bilmekle birlikte ısrarla değerlerinin gereği davranış geliştirmiyor olmasındandır. İşimize nasıl geliyorsa öyle yaşamaya çalışan bir toplum olduğumuz için değerlerimizi hep birlikte aşındırmış durumdayız.

Bu yeni programı , değerler eğitimi ile özdeşleştirmek pek doğru olmaz. Bu yeni programda varol değerleri hep birlikte kavramak ve uygulamak eğitim öğretimle ilgisi olan her insanımız sorumludur.

Müfredat programlarını süslü sözcüklerle anlatmaktan çok uygulamada ne yapılmalıdır ona bakmalıyız. Alanda ve sahada ne anlam ifade ediyor ona bakmak ve ona yoğunlaşmak önemlidir.

Milli Eğitim Bakanlığının en yetkilisinden en yetkisizine bu programda nasıl yer alıyor ve sorumluluklarını nasıl yerine getiriyor ona bakmak gerekiyor. Bu konularda çok objektif davranmak ve gerçekleri ortaya koymak önemlidir. Yoksa konu yerine tema, davranış yerine kazanım, kazanım yerine çıktı ve beceri koymanız bir şeyi ifade etmez.

Önemli olan bu gibi sözcükleri aşındırmadan yeri yerinde kullanmaktır. En doğrusu doğru işi, doğru zamanda, doğru yerde ve gerçek olarak yerine getirmektir. Bu müfredata aşırı anlam yükleyerek hiçbir iş yapmadan arkasına sığınmak çözüm değildir. önemli olan sözcükleri yeri yerinde kullanmak ve uygulama idaresi göstermektir.

Bu açıklamalardan sonra uygulamanın içinde olan bir öğretmen olarak ve sahada gördüklerim olarak ve her gün yaşanan sıkıntı ve problemler olarak önce kendimi sorgulamak daha sonra eğitim öğretimle ilgi ve alakası olan her kesi sorgulama gücünü kendimden bularak doğru zamana, doğru yerde ve doğru olarak bu programının eksik ve fazlalıklarını ifade etmekle sorumluluğumuzun olduğu gerçeğidir.

Sonuç olarak şunu söylemek mümkündür; eğitim öğretimde programları yaşama geçirenler, yüksek derecede sorumlular, okul yönetimleri, öğretmenler, öğrenciler, öğrenci velileri ve tüm eğitim öğretim bileşenleridir. Bu konuda her kes sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir. En fazlada biz öğretmenlere sorumluluk yüklenmiş gerçeğidir. Bu konuda öğretmeler yalnız bırakılmadan program uygulanmalıdır. Aksi halde programdan sadece öğretmenler sorumlu görülürse bu programdan olumlu sonuç almak mümkün olmayacaktır. Direktif vermekten kaçınmalı ve her görevli sorumluluğu nispetinde programı uygulamaya koymasıdır.

Türkiye yüzyılı maarif müfredat programının bir aylık sürede uygulayıcısı olarak alanda ve sahada bizzat uygulayıcısı olarak sınıflarda ders işleyişi esnasında rastlanan en büyük sıkıntı ve problemin öğrenci boyutu uygulamada yetersiz kaldığı gerçeğidir. Öğrenciler yeteri kadar ders ile ilgili hazırlık çalışması ve ön bilgi toplamadan sınıfa gelmiş olmasıdır. Öğrencilerin öğrenmede ve beceri kazanımda yeteri düzeyde ilgi göstermiyor olmasındadır. Öğretmen olarak ben program ile sorumluluklarımı yerine getirmek için araştırmalarıma devam ediyorum.

Progamı en küçük detaylarına kadar incelemeye çalışıyorum diyebilirim. En azından ders öncesi ve sonrası günlük olarak gereken notlarımı alıyor ve derslere hazırlıklı gidiyorum diyebilirim. Ben kendimden sorumlu olduğuma göre, en büyük denetleyici kendim kendimi denetlemek olduğuna inanıyorum.

Ben önce kendi kapımın önündeki çöpü temizlemekle sorumlu olduğuma inanıyorum.

Okulumuzdaki her öğretmenle bu konuyu konuşuyor ve programın doğru olarak uygulanması için günlük olarak öğrenmelerimizle bu konuya dikkat ediyoruz. Sınıflarımızda iyi örnekler uygulamak için uğraş içindeyiz. 28.09.2024 KUANTUM DÜŞÜNCE MERKEZİ SANAL OKULU / MEHMET YILMAZ



Bu yazı 1479 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
4035 Okunma
3732 Okunma
3377 Okunma
3260 Okunma
3217 Okunma
2631 Okunma
2503 Okunma
1139 Okunma
1124 Okunma
910 Okunma
797 Okunma
795 Okunma
783 Okunma
739 Okunma
696 Okunma
684 Okunma
653 Okunma
620 Okunma
593 Okunma
588 Okunma
575 Okunma
560 Okunma
548 Okunma
519 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI