KEBAN KÖYLERİ : (28) NİMRİ – 2
Nimri köyü ile ilgili yazı dizini:
1. Dr. Kenan ÖZTÜRK, Tarihçi, Nimri Kullukları Proje Yürütücüsü, Ayvalık Karagöz Sanat Evi kurucusu.
Nimri’nin Tarihi ve Nimri’ye dair anekdotlar.
2. Prof. Dr. Ertuğ CAN, Kırklareli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Eğ. Yön. Ana Bilim Dalı
Nimri Ocağı ve Ocağı ile ilgili Bilgiler.
3. Neşe ÖNEN, Egede Son Söz, Köşe Yazarı. Orada Bir Köy Var Uzakta ve Köylülerin diliyle Nimri.
4. Selahattin YALÇIER, Keban Gazetesi köşe yazarı, Nimri.
5. Midran YOKUŞ, “Nimri”.
Bayat Boyu
Tarihçi ve arkeoloğ Dr.İsmail Kaygusuz, İstanbul Üniversindeki öğretim üyeliği sırasında, üniversiteden bir grup arkeoloğ ile Onar’da araştırma yapmıştır. Yapılan kazılarda arkeoloğlar Onar’da, Oğuz’ların Bayat (Bayad’da denmektedir) Boyuna ait kalıntılar bulmuşlardır. Bu nedenle Kaygusuz bölgeye yerleşen Türklerin Bayat boyundan geldiğini savunmuştur. Bayat Boyu Anadolu’nun Afyon gibi başka bölgelerinde de bulunmaktadır.
Prof. Dr. Vural Genç “Arapgir” isimli kapsamlı tarihi eserinde, Osmanlı döneminde çok sayıda Nimrilinin çalışmak amacıyla imparatorluğun büyük şehirlerine gittiğini belgelemektedir. Köyün İstanbul ile ilişki 20.yy başlarından beri bilinmektedir. Köylüler bu dönemde İstanbul’da eğitim görmüş Nimrililerin bulunduğunu anlatırlar.
Daha önce Şah İsmail yönetimide olan bölge, 1514 Çaldıran savaşı sonrası Osmanlı idaresine geçmiş ve yeni yönetim kendi vergi sistemini kurmuştur. Nimri ismine ilk kez 1518 yılı Arapgir vergi kayıtlarında rastlanıyor. Nimri’ye ait bu ve çok sayıda başka belgeyi gene Vural Genç’in “Arapgir” isimli eserinde görüyoruz.
Yazımızın bundan sonraki bölümünde Nimri’nin geçmişteki halk inanışlarına bir göz atalım. Burada köyün yüzyıllar boyu inanç merkezi olmuş Büyük Ocak ile ilgili kısıtlı bilgileri kısaca dile getirecek ve sonrasında Ağbaba Ziyaret yeri üzerinde duracağım.
Büyük Ocak
Gelenekler ve inanışlar bakımından Onar ve Nimri halkı aynı kültüre sahiptir. Nimri’de 1990’lı yıllara kadar varlığını sürdüren Ocak’ın benzeri Onar Köyünde hâla yaşatılıyor.
Hayatının büyük kısmını, Cem Evi işlevine sahip Nimri Ocağına hizmet vererek geçiren Fikrinaz Can, bu kuruluşun işleyişini bilen ve günümüzde konuya tanıklık edebilen önemli kaynak kişidir. Fikrinaz Can bize ; Nimri’de ki Büyük Ocağın sırasıyla Onar’daki “Şeyh Hasan Onar Ocağı” ve Arguvan’ın Mineyik Köyündeki “Zeynel Abidin Ocağına” bağlı olduğunu belirtmiştir. Nimri’nin bugünde Dedesi Onar’dan ve mürşit dedesi Mineyik’ten geliyor. Nimri ve Onar’ın Mineyik’e ve Mineyik’in ise Alevilerin üst kurumsal yapısı olan Hacı Bektaşi Veli Dergahına bağlı olduğu biliniyor.
İnanış ve hukuksal açıdan toplumsal bir işleve sahip olan, Ocağın köydeki diğer yapılara göre mimarisi farklıydı. Görünüm olarak Sibirya, Orta Asya halklarında rastlanılan “Yurt” denilen çadırların sanki taş ve toprakla yapılmış biçimini andırıyordu. Onar ve Nimri’de bulunan iki Ocak birbirine çok benziyordu. Bu iki yapının 800 yıl önce inşa edildiği tahmin ediliyor. Nimri köyünün Onar’lı dedesi Halil Kaygusuz’un söylediğine göre, geçmişte, Onar köyündeki Ocak’ın bakımı Nimri köyü tarafından yapılır ve bu iş için gelenler Ocak için kurban keserlerdi. Nimri’deki Ocağın yeri köyün tam ortasında bulunmaktadır ve etrafında kurulmuş olan konutların tamamı, Demirhanuşağı sülalesine mensup ailelerin evlerinden oluşmaktadır. Ocak’tan bu evlere geçişler vardı. Bu durum, Demirhanuşağı sülalenin ocağı kurup etrafına yerleşen kabile oldukları düşüncesini güçlendiriyor. Buradan kalkarak şöyle bir görüş öne sürebiliriz ; Nimri boşaltılmış bir yerleşim yeriydi ve Bayat Boyu’na bağlı Türkler buraya yerleştiler. Ya da geçmişten beri bir yerleşim yeri olan Nimri’ye Demirhanuşağı geldi, Ocak ve etrafındaki evlerini yapıp, kendi geleneksel yaşam biçimini köyde sürdürmeye başladı. Orada eskiden yaşayan yerli halk bir topluluk – kabile olarak varlığını sürdürdü. Diğer kabileler ya aynı zamanda, ya daha sonrasında peyderpey köye yerleşip kendi oturum alanlarını oluşturdular. Fizyolojik yapıları birbirinden farklı olan her sülale köyde kendi küçük mahallesinde yaşamaktadır.
Ocağın en son sorumlusu Ali Baba’dır (Ali Can, 1914-1989). Köyün yaşlıları, Nimri Köyünde Babalık görevini yerine getiren, Cem törenlerinde Babalık postunda oturan Ali Baba’nın ayrıca icazetli olarak Arapgir’e bağlı Peküsü (Çaybaşı), Çimen ve Ballıca Köylerine Dedeliğe gittiğini dile getirmişlerdir.
Onar’daki Ocak ile aynı tarihlerde kurulduğu tahmin edilen Nimri Ocağının kalan yazılı belgeleri Ali Baba’nın torunu Prof. Dr. Ertuğ Can ve emanetleri Fikrinaz Can tarafından saklanmaktadır. Konu üzerine belgelere dayalı bir tarih çalışması yapmakta olan Ertuğ Can’ın ortaya çıkaracağı bilgiler Nimri tarihine katkı sağlayacaktır. (Prof. Dr. Ertuğ CAN’ın, Nimri Ocağı ile ilgili araştırması,yazı dizimizin 3. Bölümünde yayınlanacaktır.)
Büyük Ocak köyün bakımsız kalan diğer çok sayıda binası gibi 1985 yılında yıkıldı. Nimri’de yüzyıllar boyu yaşamış Ocağın, günümüzde tekrar eski biçimiyle, aynı yere inşa edilip köye kazandırılması, gelenek ve tarihi mirasın sürdürülmesi köylüler arasında dönem dönem dile getirilmektedir.
(Yazı devam edecek.)