KEBAN KÖYLERİ: (28) NİMRİ (NİMİRLİ)-13
Midran YOKUŞ
(MUSA EMİ, YAHYA KİRVE ve HASAN AĞA-KEL HASAN)
Nimri’nin komşu köylerle olan tarihi dostluklarını mutlaka anlatmak gerekir. Nimri’li büyüklerimizden dinlediğim hikâyelerin kahramanları Andiri’li Yahya Dayı ve Saracık’lı Hasan Ağa (Kel Hasan)ydı. Dostum Dr. Kenan Öztürk’ün arşivinden alıntıladığım anekdot:
“…Dedemin evinin girişinde bir hayat, hayatın sol kapısında ahır, ahırın arkasında merek, sağ kapısında oturma odası ve oturma odasına açılan bir yatak odası vardı.
Yakın zamanda ağabeyim Kemal Öztürk’ten ahırın arkasındaki saman konulan merek içinde gizli bir tünel olduğunu öğrendik. Aldığımız bilgiye göre, Ağın’ın Andiri köyünden Yahya Aydoğdu ve Saracık köyünden yörede namı Kel Hasan olarak bilinen Hasan Koçer’in oğlu Halil, firar dönemlerinde dedemin evinde korunmuşlar ve köye jandarma baskınları olduğunda merekteki bu tünelde saklanmışlardır. (14 Nisan 2021 tarihinde Aynur Yüksel Öztürk’ün söyleşisinden.)
ANDİRİLİ YAHYA KİRVE
Yahya Dayı, ailemizin Ağın İlçesi Andiri köyünde yaşayan kirvesidir. Andiri şimdi Ağın’ın Mahallesi olmuştur. Yahya Dayı ve oğlu Remzi, sebze ve meyvecilikle geçinirlerdi. Nimri’ye katırları ile ürünlerini satmaya gelirler ve bizim evde konaklarlardı. Baba oğul her ikisi de oldukça iri yarı, uzun boylu, güçlü kişilerdi.
Nimriile Andiri arasında bilemediğimiz tarihe dayanan bir ilişki bulunuyor.Eski bir dönemde Nimri’den gelen ailelerin bu sokakta yedi ev kurdukları söyleniyor. Bunlardan birine sahip olan Yahya kirvenin evinin mimarı yapısı birebir Nimri evlerine benzemektedir. Andiri’nin bir sokağı hâlâ Nimri Mahallesi olarak biliniyor.
Yahya Dayı, Kazım dedemin ahbabıdır. Dedem Andiri’yeev için meyve ve sebze almaya hep Yahya Dayı’ya gidermiş. Ondan katır, at satın aldığı da olmuş.
Bir gün Yahya Dayı ile kardeşi bahçelerinde tartışmaya tutuşuyorlar. Kardeşi silah sıkınca, Yahya kardeşini uyarıyor ve münakaşa büyüyor. Yahya’nın sıktığı kurşun kardeşinin kalbine rastlıyor. Yahya daha sonra olayı anlatırken, “Tanrı şahidim olsun ki ben nişancı değilim, zarar vermek istemedim” diyor. Sonra tüfeği yere atıp firar ediyor. Saklanmak için arkadaşı olan dedemin evine sığınıyor. Kazım dedem, Yahya’yı kırk gün kadar kendi evinde ve gizli tünelde saklıyor. Jandarma Yahya’yı sürekli arıyor, ailesine baskı yapıyor. Evlerindeun, bulgur ambarındaki erzakları döküp zarar veriyor. Baskılar artınca aile dedeme haber gönderip, Yahya’yı teslim olması için ikna etmesini istiyor. Yahya ikna oluyor ve dedem onu götürüp jandarmaya teslim ediyor. Yahya kirve 15 sene hapis yattıktan sonra af ile cezaevinden çıkıyor.
Kirvelik, bu yakın ilişkiden itibaren başlıyor. Sünni inanca sahip Yahya Dayı ile Alevi Kazım dedem arasındaki arkadaşlık, dostluktan daha ileri olan bir kirvelik bağına dönüşüyor. Bu gelenek günümüzde de Yahya Dayı’nın torunları ile ailemiz arasında sürmektedir.
Daha sonraki yıllarda, köyümüzün ilk üniversite okuyan kuşağı arasında yer alan Veysel ağabeyim, bu kirvemizin evinde kalıp ortaokulu Ağın’da bitirmiştir.”
Gittikleri sonsuzlukta tüm Nimri’li saygın dostlarım ve büyüklerim toprağınca dinlensin; Devr-i daim, ruhları şad olsun…
………….
Faydalandığım kaynaklar:
Dr. Kenan Öztürk, Nimri Köyü notları.
(Yazı devam edecektir.)