KEBAN KÖYLERİ (4) HAMZİKÂN KÖYÜ-4
Prof. Dr. Enver ÇAKAR
Fırat Üniversitesi, İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi
Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
(Fırat Ü. Harput Araştırmaları Dergisi, FÜHAD Cilt:6, Sayı: 12 2019, s.1-34, ISNN: 2148-2527)
Bugün Sağdıçlar yeni adını taşımaktadır. 19. Yüzyılın ilk yarısında Çemişgezek Kazası’na bağlı Kirnir Nahiyesi’nin bir köyü idi. (16.yy Çemişgezek Sancağı’nda mevcut olmayan bir köydür. Dolayısıyla Osmanlı döneminde iskân olarak bu adı almıştır.)
Bu köyün Orta ve Karşu adlı iki mezrası da olup, 1835 yılında mezralarıyla birlikte 59 hane ve 217 erkek (tahminen 430 kadın ve erkek) nüfusu vardı. ihtiyarı Hacı Davud oğlu Osman, hatibi Osman’ın kardeşi Mustafa, imamı da Monla Resul adında biriydi. Hatibinin olması, bu köydekicamide vakit namazlarının yanı sıra Cuma ve bayram namazlarının da kılındığını göstermektedir.
Hanelerden 35’i Hamzikân’da, 8’i Orta, 16’sı da Karşu adlı mezrada bulunuyordu. En kalabalık aileleri, 3 hane ve 20 erkek nüfusuyla Timur Kâhya oğulları ve 3 hane ve 16 erkek nüfusuyla Mercanoğulları’ydı. Bazı aileler de çevre köylerden gelmişlerdi. (mesela Kuşçulu Mehmed ve Timur, Kudikânlı Mustafa ve Süleymanlı Timuroğlu Yusuf’un haneleri) (BOA, NFS-d, no: 2603, s. 316-324).
1840 yılında ise Hamzikân’ın 54 hane ve 199 toplam erkek nüfusu (tahminen 398 kadın ve erkek) bulunmaktaydı. Köyün birinci muhtarı Mercan oğlu Molla Mehmed, ikinci muhtarı oğlu Davud, hatibi de diğer oğlu Hüseyin idi. (BOA, NFS, d- no:2604, s.500-509. Mezraların nüfusu ayrıca belirtilmemiş, köyle birlikte yazılmıştır.)
-
BİRVAN’IN “DUVAR KOMŞUSU”
Hamzikan Köyü’nün üç dönemdir seçilen muhtarı Halis Torğut’un gayret ve çalışmaları sonucu, alt yapı başta olmak üzere yol, su, kanalizasyon ve diğer tüm sorunları halledilmiş durumundadır. Her eve ait bahçenin kendine özgü havuzları bulunmaktadır. Son yıllarda, ceviz, badem ağırlıklı ve meyve ağaçlarıyla bağcılığa önem verilmiştir.
‘Sacayağı’ misali, Hamzikân, Aşağı Çakmak ve Birvan Kürt köyleridir. Üç köyün birbiriyle tarihsel bağları vardır. Dilleri kültürleri ortaktı. Üç dönemdir Muhtar seçilen Halis’in kardeşimizin dediği gibi “… daha iki kuşak öncesi babalarımızın babaları ve analarımızın anaları Türkçe bilmiyorlardı.”……. Dilimizde, “Duvar komşusu” diye bir tanım var. Yani Hamzikân’ı anlatırken Birvan’la ilişkilendirmek gibi… Birvan’ın güneyinde bulunan bağ-bahçe ve tarım alanları iki köyün adeta ortak kullandığı arazilerdir. ‘Goman’ mevkiinde Birvan’lı İrbam Baba ve Çipallar sülalesine ait ağaçlar, asmalar, tarlalar, Hamzikanlı Resul’ün bağıyla iç içe arazilerdir. İki köyün insanları birbirleriyle hemen hemen her gün karşılaşır, sohbet ederlerdi. Çocukluğumuzda sığır otlattığımız bu bölgede Resüln’ün bağına izinsiz girer, üzüm yerdik.
Bu coğrafyada birbirlerine gönüllü olan erkek ve kız, şayet babalarının ya da ailenin rızalığı yoksa evlenmeleri zorlaşır hatta engellenirdi. Gönüllüler bu durum karşısında, çaresiz kalınca, uygun bir zaman kollayıp kaçmak zorunda kalırlardı. Kaçan sevgililer genellikle kendi köyünün dışında güvenebilecekleri bir dostun evine sığınır, orada güven altında bulunurlar. Ortalık biraz durulunca kedi köylerine dönerlerdi. Birvan’da (ismi biz de saklı kalsın) iki sevgili, gece kaçıp Hamzikân’da mekânı cennet olsun, Çerçi İsmail lakabıyla anılan eve sığınmıştır. Yıllar sonra bir başka iki sevgilinin aynı olayı yaşaması Hamzikân’ın dostluğunun kanıtıdır.
Birvan’da Mılla Hasan’ın (Oğuzların) kızı ve Sinan Öztürk’ün dedesinin teyzesi Karkit’e gelin gider. Bunun kızı Ayşe de Hamzikân’a gelin olur. Ayşe’nin Zekiye, Fatma ve Hacer isminde üç kızı vardır. Ayşe, daha yakın bir tarihte rahmetlik olan Hıdır’ın annesi Birvan’da İsmê’nin bacısı, Karkit’in kızıdır, babası Memed’le evlendirilir. Bu soy ağacı nedeniyle Memet gil, Birvan’da Çipallarla bığaltiler. Dolayısıyla, bu akrabalık bağı bugün de devam etmektedir. Aynı durum, Mılla Hasan’ın kızları, Piran’da Ramazan Emre’nin annesi de Birvan’lı Çipallar da Sinan Öztürk’ün teyzesi olması nedeniyle “bığaltilik” (teyze çocukları) akrabalığı devam etmektedir.
Sülalelerden ve soy ağacıdan söz açılmışken, Hamzikân’da başlıca sülalelerin isimlerini hatırlatalım: Gogo gil, Godoklo gil, Gıldır gil, Müse gil, Şabık gil, Alim gil, Hassanko gil, İzzet gil, Muharrem gil, Çavuş gil, İsko gil, Zeynê Gülmüş gil, Seri gil, İsko gil, Mammi Hürge gil,
Hışko gil, Kasê gil, Seri gil, Omo gil, Hurşit gil, Osixalê gil, Resul gil, Mılla gil, Galto Mûsê gil, Banav gil, Hakıf gil, Camal gil, Kadir gil.
Hamzikân, Birvan’la Yukarı Mişelli arasında oldukça geniş bir toprak alanına sahip bir köydür. Muhtar Halis Torğut’un verdiği bilgiye göre Keban’ın en geniş toprak alanına sahiptir. Yine sevgili muhtarın anlatımına göre, toprakla ilgili günün birinde Mişelli ile Hamzikân arasında bir anlaşmazlık meydana gelir. Dava mahkemeye intikal eder. Keşif heyeti alana gelir ve iki taraftan da bilirkişiler çağırılır. Hâkim, ifadeleri alır ve en sonunda Hamzikân’lı M.de sıra gelir. Hâkim, M. ‘de: “Namusun şerefin ve Allah Kur’an üzerine yemin eder misin, bu toprak hangi köye aittir?” M. ciddi bir tavır takınarak cevap verir: “Vallahi de, billahi de, yalanım varsa ekmek Kur’an beni çarpsın ki, üzerine bastığım bu toprak Hamzikânındır.” Hâkim, Hamzikân lehine karar verir. Köylüler köye dönüp köy meydanında olayla ilgili yorum yaparken, köyün en yaşlısı M.’de sorar: Yav, bu toprağın bizim köye ait olmadığını sen de biz de biliyoruz ki Mişelli’nindir. Sen nasıl böyle bir yemin edersin? M. kendinden emin olarak şu cevabı verir: “Ben köyden keşif alanına gelirken ayakkabılarımın ikisinin de içine Hamzikânın toprağını koydum. Onun için de rahat rahat böyle bir yemin ettim” diyor. Köylerimizde ki mizah anlayışı, bir kültür zenginlidir…
Bir temenniyle bitirelim. “İnsan” olmanın ön koşullarından biri de; kendi acılarımız kadar başkalarının da acılarına saygı duymak ve acıları anlamak gerekiyor. Birvan’da birinin acısı varsa, Halis Torğut mutlaka onun yanında; sevinçli gününde ise onun sevincine ortak olmaktadır. Hamzikan’la Birvan’ın, elli yıl önce ki dostluğunun bugün yeniden kurulma başarısı, Muhtar Halis Torğut’un önemli katkılarıyla sağlanmıştır. Yaşadığımız bu günlerde kin, nefret ve özellikle de şiddetin sarmaladığı toplumda, sevgi ve hoşgörüye büyük gereksinim vardır. Kutuplaşmış ülkede, halkların kardeşliğini sağlayan insanların, hayatımızda çoğalması dileklerimle Hamzikanlı dostlarımıza sağlık ve esenlikler diliyoruz…
Midran YOKUŞ