Bugun...


YAZAR : AV.LEVENT BİLGİN

facebook-paylas
“Gurbette sevdiğim bir gonca idi”: Elif Gelin’in Hikâyesi
Tarih: 03-11-2024 15:16:00 Güncelleme: 03-11-2024 15:26:00


“Gurbette sevdiğim bir gonca idi”: Elif Gelin’in Hikâyesi

Nimri Köyümüzden Şıh İsmail DEHMEN’i (namı diğer Nimri Dede) tanımayanımız yoktur. Şıh İsmail 25 Nisan 1909 yılında Nimri’de dünyaya gelmiştir. Gençliği döneminde köyün en güzel kızı çerçilik yapan Döndü Ana’nın kızı Elif’tir. Döndü Ana genç yaşta biricik kızıyla dul kalmış, yaşamın zorluklarına köylerde çerçilik yaparak göğüs germeye başlamıştır. Döndü Ana ile Elif kızın ortak özellikleri yöredeki deyimiyle “kav” [1]olmalarıdır. Elif kızın güzelliği dillere destandır. Henüz on altı yaşında iken 1928 yılı yaz aylarında Şıh İsmail Elif kıza talip olur. O yıl evlenirler. Elif kızdan 1931 yılında “Kadriye” adında bir kız evlatları olur.  Tabii 1930’lu yılların ilk yarısı dünya ekonomik buhranının yaşandığı ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin de ziyadesiyle etkilendiği yıllardır. Bu buhran doğal olarak Nimri’yi de etkilemiş, geçim zorlaşmıştır. Çare Şıh İsmail’in İstanbul’a “kâra gitmesidir.”[2]

Şıh İsmail Elazığ’dan trene bilet kestirmiş, bir gün evvelinden Elazığ’a gitmiştir. Geceyi Şark Han’da geçiren Şıh İsmail; kaderinin kendisine hazırladığı tatsız sürprizden habersiz ertesi gün trenle İstanbul’a doğru yola çıkar. Şıh İsmail’in kara gitmesini köyün müzevirleri[3] Elif kıza; “kocan senin üzerine evlenmiş, İstanbul’a onun için gitti.” şeklinde söylerler. Elif kız saflıkla  bu söylenene inanır ve kendini köyün dışına Dummu’ya[4]  doğru atar. Bir deyişe göre intihar eder, bir deyişe göre ayağı kayarak Fırat’a düşerek yaşamını yitirir.  Elif gelinin ölümü üzerine yine  müzevirlik eden şahıslar Döndü Ana’ya; “Senin damadın kızının üstüne evlendiği için kızını Fırat’a atıp İstanbul’a kaçtı. Git jandarmaya şikâyetçi ol.” Diye salık verirler.   Döndü Ana şikâyetçi olur. Olay devlete intikal etmiştir. Trenle İstanbul’a gittiği bilinen Şıh İsmail’i Haydarpaşa Garı’nda polisler yakalar. Eşinin öldüğünü orada öğrenir. Cebindeki tren bileti imdadına yetişir. Elif gelinin ölüm saatinden birkaç saat evvel trene bindiği tespit edilmiş, suçsuzluğu anlaşılmıştır. Şıh İsmail’in dünyası başına yıkılmış koklamaya kıyamadığı goncası solmuştur. “Çar naçar”[5] köyüne döner. İçinden geçenleri dizelere döker. Bakalım bu büyük aşkı ve yıkımı nasıl dillendirir bakalım ne söyler;

Gurbette sevdiğim bir gonca idi

Daha koklamadan soldu dediler

Ben ona aşkımı söylememiştim

Duyunca gözleri doldu dediler

 

Vefasız sanırdım o nazlı yari

Onun için terk eyledim diyarı

Duydum göç eylemiş gönlümün yari

Sana bir selamı kaldı dediler

 

Artık feryadımı dinlesin çöller

O yosun vadiler sahralar göller

O gül dudaklar pembe yanaklar

Daha koklamadan soldu dediler

 

Okurken bu mısraları Abdullah YÜCE’den dinlediğinizi söylediğiniz duyar gibiyim. Bu dizeler yıllar içerisinde bir şekilde İstanbul’a ulaşmıştır. Güftesi anonim kaydıyla Hüseyni Makamında bestelenmiş ve muhteşem yorumuyla Abdullah YÜCE tarafından seslendirilmiştir. Burada akla gelecek soru neden Nimri Dede adına tescilli olmadığıdır. Üzülerek belirtmek isterim ki Nimri Dede’ye ait birçok güfte ne yazık ki başka şahıslar adına tescil edilmiştir. Şıh İsmail; bu güftelerin “zaten topluma mal oldu” diyerek sanatçı hoşgörüsüyle kendi adına tescil edilmesi mücadelesini vermemiştir.

Şıh İsmail bu tren biletini camlatarak(çerçeveleterek) evinin duvarına asarak saklar. Çocuklarına; “Bu bilet benim hayatımı kurtardı diyerek yukarıdaki hazin hikayeyi anlatır.

Bu Fırat’ta yitirdiğimiz bir cana eşinin yazdığı bestelenerek topluma mal olmuş bir ağıttı. Asi Fırat’a giden[6] nice canlarımıza yakılan, kayda geçip topluma mal olmadan unutup gittiğimiz kim bilir kaç ağıtımız var.

 

NOT:Şıh İsmail DEHMEN’in tasavvuf dünyası ayrı bir yazı konusu olacaktır.

 

 

 

[1] Kav: Keban yöresinde oldukça temiz kalpli ve saf kişileri betimlemekte kullanılan bir sıfattır.

[2] Kâra gitmek: Keban yöresinde evinin geçimini sağlamak üzere diyar-ı gurbete çalışmaya gitmeye verilen addır.

[3] Müzevir: Söz getirip götüren, arabozan (kimse)

[4]Dummu: Fırat’ın Deveboynu mevkiinin batı kıyısında Nimri Köyü’ne ait tarıma elverişli arazi kesimi.

[5] Çar naçar: İster istemez, çaresizce anlamında Farsça deyim.

[6] Fırat’a giden: Keban’da çeşitli nedenlerle Fırat’ta yaşamını yitirenleri betimleyen sıfat.



Bu yazı 894 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
2268 Okunma
1984 Okunma
1613 Okunma
1571 Okunma
1562 Okunma
1114 Okunma
1021 Okunma
947 Okunma
901 Okunma
872 Okunma
866 Okunma
827 Okunma
791 Okunma
702 Okunma
672 Okunma
670 Okunma
648 Okunma
611 Okunma
608 Okunma
601 Okunma
588 Okunma
530 Okunma
484 Okunma
446 Okunma
4690 Okunma
3163 Okunma
3106 Okunma
3048 Okunma
3038 Okunma
2595 Okunma
2556 Okunma
2542 Okunma
2268 Okunma
2135 Okunma
1984 Okunma
1821 Okunma
1734 Okunma
1711 Okunma
1613 Okunma
1571 Okunma
1562 Okunma
1376 Okunma
1321 Okunma
1236 Okunma
1209 Okunma
1204 Okunma
1198 Okunma
1190 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI