Bugun...


YAZAR : CEM BAYINDIR

facebook-paylas
FIRAT VE ALTIN
Tarih: 18-01-2025 14:32:00 Güncelleme: 18-01-2025 14:32:00


FIRAT VE ALTIN

-Arkadaşlar,

Bana da ufaktan bir yer

Kıyısını köşesini aramam

Bir yerler bulun da…

Anlayın beni

Ancak yetişebildim

Çok oldu mu başlayalı

Böylesine

Akması Fırat’ın.

Hadi, durmayın, konuşun ne olur,

Kaçırdığım,

Görmediğim yerleri anlatın…

(1997)

Keban ve Keban madenleri konusunda daha önce yukarıdaki şiir gibi çokça yazı yazdım, . Keban’ı maden denli önemli kılan öteki değer ise "Fırat".

Karasu ve Murat ırmaklarının Keban Yahyalı Köyü'nün ilerisindeki Mango Bükü denilen yerde birleşerek oluşturduğu "Fırat" binlerce yıl yaşam kaynaklığı etmiş Anadolu ve Orta Doğu insanına.

Kutsal kitaplar, dinsel metinler, baraj yapımı sırasında bulunan tarihsel yapıtlar, buluntular kanıtlıyorlar bu durumu.

Fırat; Batı dillerinde "Prathuss" ya da "Euphrates" olarak geçiyor. Bunlar, Batı kaynaklı sözcükler olsa da bu adın, Anadolu’dan, binlerce yıl önce Batı dillerine Anadolu uygarlıklarından geçmiş olduğunu düşünüyorum.

Muş bölgesinden gelen Murat ile; Ağrı, Erzurum, Erzincan, Tunceli bölgesinden gelen Karasu’nun ve Peri ve Munzur Çayları gibi çayların ve derelerin birleşerek oluşturduğu ırmak, Keban’dan, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Şanlıurfa, Gaziantep kent sınırları içinden geçerek Suriye ve ardından da Irak topraklarına girerek burada Dicle Irmağı ile birleşerek Irak-İran arasındaki Şattülarap bölgesinden Basra Körfezi’ne dökülür.

Fırat, Mezopotamya’nın yaşam kaynağıdır.

Yaşamının çoğu yurt dışında geçmiş, birçok yer görmüş olan bir yakınımın, Fırat Köprüsü üzerinden saatlerce izleyip, "Yaşamımda böyle bir güzellik görmedim" dediği ve yeni doğan çocuğuna adını verdiği Fırat, 3000 km'ye yaklaşan uzunluğu ile dünyanın en büyük ve en önemli ırmaklarından biri...

Mavi-yeşil karışımı temiz görüntüsü ile uzunluğu ve taşıdığı yüksek su oranıyla dünyanın sayılı akarsularındandır.

Irmak üzerinde, ilki Keban Barajı olmak üzere, Karakaya, Atatürk gibi büyük barajlar yapılmış ve ülkemiz bunlardan büyük kazançlar sağlamıştır.

Su, dünyada yaşamın temel kaynağı. Uzayda bile yaşanabilir gezegen aranırken, oksijenden çok suyun varlığı araştırılır.

Bizse elimizdeki bu değerin, Fırat’ın ya paha biçilmez olduğunu bilmiyoruz ya da üç beş kuruş için buna göz yumuyor izin veriyoruz.

Fırat'a akan Karasu ırmağına siyanür karıştığı haberleri herkeste bir tedirginlik yarattı. Resmi kaynaklar ve şirket bu sızıntının az olduğunu ileri sürerlerken kimileri tonlarca siyanür ve asidin suya karıştığını belirtiyorlar…

Karasu Irmağı kıyısında, bir Kanada-ABD firması yirmi yıldır siyanürle, sülfürik asitle altın çıkarıyor, altın arıyor ve sürekli arama sahasını büyütüyor.

Soruyorum, dünyanın tüm altın madenlerini bir araya getirsek Fırat’ın bir damlası eder mi? Yarın bu suyu bulamazsak tonlarca altın ile bir damla su elde edebilir miyiz?

%1 vergi almak için bu ülkenin belki de en büyük değerinin burnunun dibinde altın madeni çıkarma izni vermek ayıptır, yazıktır, sömürge altında bir ülke olduğumuzu kabul etmektir...

ABD'de bir şirkete Mississippi Irmağı kıyısında altın arama, altın çıkarma hele de siyanürle çalışma izni verirler mi, denesinler bakalım...

Ayrıca, son değişikliklerle mevcut maden yasası da sanki tüm madenlerimizi yabancılara devretmek, tüm değerlerimizi Batılı şirketlere peşkeş çekmek için çıkartılmış gibi görünüyor.

Dünya tarihinin en önemli bölgesi Mezopotamya'nın en büyük kaynağı olan Fırat’a bunu yapmak zulümdür. Dünyanın hiçbir ülkesi kendine müstemleke muamelesi yaptırmaz...

Büyük Orta Doğu Projesi'nde en önemli ögelerden biri olan su kaynakları Dicle ve Fırat olduğundan bu yapılanlar bilinçli yapılmış olabilir mi diye düşünmeden de edemiyoruz.

Yine belirteyim dünyanın tüm altınları Fırat’ın tek bir damla suyundan daha değersizdir.

Felaketin ayak seslerini duyduk, yıkım iyice büyümeden, yöneticiler, muhalefet, mahkemeler, belediye başkanları, savcılar, gazeteler, çevre örgütleri bu yurt savunmasında yüreklice görevlerini yerine getirmeli, ülkemizin geleceğini karartan, değerlerini sömüren bu tür şirketlerin çalışmalarına son verilmelidir.

Yoksa, emin olun İliç ile başlayanlar; Kemaliye, Ovacık, Hozat, Pülümür, Divriği, Kangal, Arapgir, Ağın, Keban’a da el atacak, yurdumuzu yaşanmaz hale getireceklerdir.

Aklımızı başımıza toplamanın zamanı geldi de geçiyor bile…

 



Bu yazı 2000 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
3195 Okunma
3121 Okunma
2974 Okunma
2960 Okunma
1910 Okunma
1805 Okunma
1441 Okunma
949 Okunma
836 Okunma
792 Okunma
767 Okunma
615 Okunma
584 Okunma
555 Okunma
538 Okunma
519 Okunma
474 Okunma
421 Okunma
359 Okunma
350 Okunma
347 Okunma
346 Okunma
345 Okunma
344 Okunma
4383 Okunma
4305 Okunma
4227 Okunma
3937 Okunma
3252 Okunma
3195 Okunma
3121 Okunma
2974 Okunma
2960 Okunma
2052 Okunma
1910 Okunma
1805 Okunma
1771 Okunma
1686 Okunma
1567 Okunma
1483 Okunma
1454 Okunma
1441 Okunma
1248 Okunma
1240 Okunma
1139 Okunma
1127 Okunma
1106 Okunma
1102 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI