Bugun...


YAZAR : SELAHATTİN YALÇINER

facebook-paylas
KIRMIZI GÜL DEMET DEMET (Türküsünün Hikayesi)
Tarih: 16-02-2025 13:13:00 Güncelleme: 16-02-2025 13:13:00


KIRMIZI GÜL DEMET DEMET

(Türküsünün Hikayesi)

 

Saygıdeğer dostlar her zaman bu değerli eserin gerek melodisi, gerek nefes veren sesi duyduğumuz an, pür dikkat kulak veririz. Bu değerli eser benimde yıllardan beri dikkatimden asla kaçmaz. Sanırım bundan bir ay önce şair ozanlar grubumuzda, Ferda ÖNDER hanım ses sanatçımız, bu eseri okumuştu. Eser anlamlı olunca salonda ki üstatlar sessizce pür dikkat dinliyorlardı. Şunu da belirtmeden geçmek olmaz: Ortam sessizlik olunca, ses sanatçımız Ferda ÖNDER hanım eseri muhteşem yorumladı.

Benim dikkatimi çeken mısra, (ŞOL REVANDA BALAM KALDI)

Dostlar yıllar önce Keban Denizli köyümüzde ki, Kervan sarayın yapım tarihini öğrenmek isterken, Bağdat Seferini araştırmıştım.

İşte bu araştırmalarım içinde büyük yer kaplayan, o yıllar İran topraklarında bulunan, REVAN KALESİ idi. Revan Kalesi 1500 ve 1650 yılları arasında Osmanlı ile İran arasında gidip gelmiş. Son olarak Tabanı Yassı Mehmet Paşa tarafından, Revan Kalesi kaybedilmiş. Hal böyle olunca Tabanı Yassı Mehmet Paşa gözden düşmüş. Tabanı Yassı Mehmet Paşa hakkında daha fazla detay vermek istemiyorum. Çünkü Bağdat seferi hakkında daha önceki yazılarımda epey, yazıp çizmiştim.   

Not: Revan Şehri şu an Ermenistan başkenti Erivan olduğunu belirteyim.

Biz dönelim Kırmızı Gül Demet Demet eserinin hikayesine.

Değerli dostlar arama motorlarında epey araştırma yaptım, fakat bir birini tamamlayan konular çok az çıkıyor. Ben gerek bilgi sahibi dostlardan, gerek sosyal medyadan edindiğim bilgilere göre, bende kalanları doğaçlama yazmak istiyorum. Amacım hiçbir üstadı kırmadan üzmeden elimden yüreğimden geldiğince yazmak.

Kimine göre Erzurum, kimine göre Gümüşhane yöresinden ticaret kervanları geçip gider. Bir anne tarlasında mevsimine göre ekip biçer. Bu ekip biçme öyle sıcak iklimlere göre değil, soğuk yörelerde yetişen sebze türü kış yiyecekleridir.

Ticaret kervanları tarlasının yanından geçerken, birçok zaman kendisinden belli miktarda sebze alırlar. Bu alışverişler de tarlada yanında olan küçük oğlunun hep hoşuna gider. Yaşça küçük olduğu için kervancılar, her gidiş gelişlerde tarlanın sahibi annenin oğlunu severler. Bazı dönüşlerde küçük oğlu Mehmet’e ufak tefek yiyecekler verirler.

Gün gelir geçer tarla sahibi annenin oğlu Mehmet, takribi 8, 10 yaşlarına gelir. Hal böyle olunca birçok kervancı Mehmet’i daha yakından tanırlar. Hatta kervancılar tarlanın yanından geçerken Mehmet diye seslenirler. Sonuç olarak Mehmet o yaşında kervancılarla adeta dostluk kurarlar. Bazı günler Mehmet’i yüklerin üzerine bindirir yüz iki yüz metre sonra indirir tarlasına geri yollarlar. Annesi bu durumdan kervancılara güven duyar.

Kervancı başı bir gün annesine derki, biz Revana gidiyoruz istersen izin verirsen Mehmet bizimle gelsin, dönüşte bırakırız. Anne çok tereddüt etmeden tamam olur der. Ayrıca tarlada o gün ne varsa epey toplar bir heybe dolusu kervancılara verir. Anne kendi kendine derki Mehmet şimdiden gurbet ellerini tanıyıp öğrensin. Gün olur kendi de belki bir kervancı olur. Aradan epey bir zaman geçer. O kervan bu kervan gelip gider Mehmet’i götüren kervancılar henüz gelmedi. Birde gittikleri bölgede hiç su durulmuyor. Savaş olmasa bile eşkıya illeti kol geziyor. Epey zaman sonra Mehmet’i götüren kervan gelir, fakat Mehmet yok. Kervancı başı zor olsa da kara haberi ister istemez verir. Mehmet ya bir kaza, ya da bir hastalık sonu vefat ettiğini söyler. Revan şehrinde veya yolunda Mehmet’i uygun bir yerde defin yaptıklarını ve kabri bildiğimiz yerde derler.

Annenin yüreğine hiç sönmeyecek harlı ateşler düşer. Daha önce belirttiğim gibi yüreği yangın yerinde olan anne, (Kırmızı Gül Demet Demet)

Ağıtını Yakar. Bu ağıt tahminen 1600 yılları ortalarında büyük bir ihtimalle yakılmış olabilir.

NOT: Bu değerli eser Erzurum ve Gümüşhane yöresinde geçmiş olabilir.

Saygıdeğer dostlar bu anlamlı ve yürekleri dağlayan ağıtın, kısa bir bölümünü aşağıya ekliyorum. Zaten yıllardan beri bu esere ses veren nice ses sanatçılarımızdan dinleyen olmuştur. Dinlemeyen var ise eğer lütfen dinleyin ve sözlerine kulak verin derim

Bu eseri seslendiren ve dikkatimi çekmeme yardımcı olan, ayrıca böyle değerli eseri araştırıp yazmama vesile olan, ses sanatçımız Ferda ÖNDER Hanımefendiye çok teşekkür ederim…

Selahattin Yalçıner

<>.

Kırmızı gül demet demet
Sevda değil bir alamet
Balam nenni yavrum nenni
Sevda değil bir alamet
Balam nenni yavrum neni

 

Gitti gelmez ol muhannet
Şol revanda balam kaldı
Balam nenni yavrum nenni
Şol revanda balam kaldı
Balam nenni yavrum nenni

<><><> 

 

 



Bu yazı 429 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
4890 Okunma
3545 Okunma
2269 Okunma
1676 Okunma
1452 Okunma
1272 Okunma
1265 Okunma
1224 Okunma
1114 Okunma
1090 Okunma
991 Okunma
780 Okunma
777 Okunma
737 Okunma
686 Okunma
669 Okunma
636 Okunma
609 Okunma
582 Okunma
576 Okunma
556 Okunma
546 Okunma
535 Okunma
515 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI