Bugun...


YAZAR : AV.LEVENT BİLGİN

facebook-paylas
KEBAN’DA BEYLER – 6 HASAN KADRİ BEY-3
Tarih: 01-02-2025 11:48:00 Güncelleme: 01-02-2025 11:48:00


KEBAN’DA BEYLER – 6 HASAN KADRİ BEY-3

Kadri Bey’i anlattığım yazının sonuncusuna geldik. Oldukça değerli yorumlar ve katkılar aldım. Özellikle ikinci yazımın altında yayınladığım fotoğraftaki kişileri merak ediyordum. Değerli ağabeyim Rıdvan ÖZMEN ve Nadir ÖZKAN ağabeyim bir kişi hariç şahısları tanıdılar. Teşekkürlerimi sunuyorum. Bu yazımın sonunda isimlendirilmiş halini paylaşıyorum. Kadri Bey’in yaşam öyküsüne devam edelim.

Kadri Bey’in yaşamının son dönemlerinde dini eğilimi çok artmıştır. Beş vakit namazında ve vakit namazlarını yolculukta bile kaçırmama ısrarındadır. Dindarlığınınhem anne tarafından dedelerinin (İmam Efendi ve babası Recep Efendi) imam olmaları ile şekillenen ilerleyen yıllarda ise Köy Enstitülerinden edindiği okuma alışkanlığı ve sentez yapma becerisiyle Şark Klasiklerinin etkisiyle felsefi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Evinde sürekli balkona veya kenara çekilip Kuran tefsirleri, Bostan ve Gülistan gibi eserleri okuduğunu, bunları okurken hep duygulandığını, gözlerinden yaş geldiğini evlatları nakletmektedir.

Oğlu Şükrü Ağabey; “günlük yaşam işlerini, hastane ortamını sevmezdi, sosyal birisi değildi, pratik işler, para vs bilmezdi. Günlük konu sohbetini de sevmez, tesadüfen din, şiir, tarih konu sohbeti olursa ilgilenir, konuşurdu diye hatırlıyorum.” diye anlatmakta Kadri Bey’i.

Heybetli görünümünün altında oldukça naif, yufka yürekli iyi bir aile babası ve samimi bir Müslümandır Kadri Bey. Ağzından tek kötü söz çıkmayan kızdığında kaşlarını çatması ve sadece “eşek oğlu eşek” demekten başka kötü söz söylemeyen fakir ilçemizin tanınmayan aydınlık bir yüzüydü Kadri Bey. Sohbetinde bulunmayı ve yakından tanımayı çok arzuladığım ender Kebanlılardan biri idi. Henüz 53 gibi çok genç bir yaşta 1977 yılında yitirdik. Keban Paşa Pınarı mezarlığında medfundur. Mekanı cennet olsun.

Kadri Bey konulu yazılarıma Şeref Bedri ERDEM Bey’in kızı değerli Ümit GÜZEL ablam mail adresine gönderdiği aşağıdaki yazısıyla katkıda bulundu. Kesip kısaltarak yayınlamak istemedim. Olduğu gibi aşağıya aldım. Ümit Abla amcasını ve ölüm anını anlatmış. Teşekkürlerimi sunuyorum.

Levent bey,

Kebanımızın 'İNSAN' tarihini yazıyorsunuz.

Elbet Keban'ın Beylerinin hepsi anılmaya anlatılmaya değerdir. Çoğu tanıdığım saygı ile andığım aile büyüklerimizdir.

Her biri için ayrı ayrı tekrar teşekkür ederim.Onları geleceğin hafızasına kaydederken harcadığınız yoğun çaba ve emeklerinizi takdir, saygı ve şükranla karşıladığımızı bilmenizi isterim.Sizin araştırmalarınız biz yaşlıların hafızalarımızı da tazeliyor.

Amcam Kadri Bey hakkındaki yazınız hafızamda yer alan çok önemsediğim ölüm anını hatırlamama neden oldu.Kuzenlerim Şükrü Bey ve Fatma hanımın da izinlerini alarak bunu paylaşmak istedim.

Önce söylemeliyim ki amcam Kadri Bey (nev-i şahsına münhasır) sıra dışı bir insandı. Sosyal ilişkilerinde biraz  'derviş meşrepti' Çünkü zihin dünyası çok zengindi. Anlama, idrak seviyesi yüksek olduğundan duygularını da yoğun yaşardı.

Yazınızda bahsettiğiniz kitap yakma olayı buna örnektir. Daha çocuk yaşta dedemin şiirleri yanında, kitapları arasında bulunan Yunus Emre gibi ozanların şiirlerini okudukça duygulanıp ağlaması nedeni ile  babaannesi ve annesi 'yetimin' ağlamalarına kıyamadıklarından  kitapları yakmışlar. (Bunu hem büyük ninemiz Nazime Hanımdan Hem de babaannem Edeviye hanımdan dinlemiştim).

Kuzenlerim çocukken ben gençtim ve amcama yakındım.Kur'an okurken zaman zaman ağladığına tanık olurdum. Vatansever, insan sever, doğa severdi. Vatan şiirlerini ve yazılarını okurken de  çok duygulanırdı.

Ölüm anında yanındaydım. Olayın bire bir tanığıyım. Hatta hayata döndürme olayında bizzat ben vardım.

Aşağıya kaydettim.

Bir 'VELİ'nin elvedası: 15 Ekim 1977 saat on dört sularında, kırık ayak bileği nedeni ile yatağında istirahat halindeyken aniden soluksuz kalmış, kalbi durmuştu. Kalp krizi sanıp suni solunum ve kalp masajı yaparak kalbinin yeniden çalışmasını sağlamıştık. Tekrar nefes almaya başladığında eşine dönüp gayet sakin ses tonu ile:" Ölüm, korkulacak ağlanacak bir durum değil sakın telaş edip ağlamayın." dedikten sonra huşu ile Kelimeyi Şahadet getirmeye başladı. O sırada yetişen Doktor Nadi Aslan bey kendisini muayene ederken: " Doktor Bey 'Peritonit' değil mi?" diye sordu ve tekrar Şahadet getirmeye başladı. Son nefesini Şahadet Kelimesi ile verdi.

Bu ölüm anı; bir yönüyle samimi inancın ve tevekkülün bir yönüyle cesaretin neredeyse cisme bürünmüş, somutlaşmış hali iken bir diğer yönüyle de tıp alanında ne denli bilgi sahibi olduğunun göstergesiydi.Zira sonradan belirlendi ki ölüm nedeni gerçekten Peritonitmiş.Bunları yazamasanız bile ( ben size ulaşmakta gecikmiş olabilirim) bilmenizi önemsiyorum. Zira sizi KEBANIMIZIN kıymetli hatıra defteri olarak görüyoruz. İyiliklerle kalınız kıymetli kardeşim.”

Oturanlar soldan sağa: Hasan Kadri ERDEM, Keban Ortaokulu Müdürü Adil AKSOY, Ahmet ORUÇ, Ağınlı Hamit Öğretmen

Ayaktakiler soldan sağa: Ahmet DEMİRKAYA, Birvanlı İsmail GÜVENEROĞLU Özel İdare Memuru, Bilinmiyor



Bu yazı 830 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
4934 Okunma
3622 Okunma
2527 Okunma
2382 Okunma
2277 Okunma
1694 Okunma
1273 Okunma
1224 Okunma
1172 Okunma
995 Okunma
821 Okunma
809 Okunma
795 Okunma
750 Okunma
703 Okunma
692 Okunma
666 Okunma
622 Okunma
614 Okunma
602 Okunma
587 Okunma
562 Okunma
530 Okunma
518 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI