Bugun...


YAZAR : SELAHATTİN YALÇINER

facebook-paylas
ASPAPTAN ASPABA KÖMME ZİYAFETİ
Tarih: 14-10-2024 10:46:00 Güncelleme: 14-10-2024 10:46:00


ASPAPTAN ASPABA KÖMME ZİYAFETİ

Nimri köyümüzün ismi 1970 li yıllarda devlet tarafında Pınarlar yapılmıştı. Muhakkak ki devletimize karşı her zaman boynumuz kıldan ince olduğunun bilincindeydik, şu anda ki gibi. Fakat köyün içinden ne pınar ne dere nede ırmak geçmezken, hatta köyün su ihtiyacı en yakın eve 500 metre, ortalama diğer evlere de 1000 metre uzaktaydı. İçinde suyu çeşmesi olmayan bir köyün ismini Pınarlar koymak, o köyde yaşayan insanlarla adeta alay etmek gibi bir anlam taşıyordu. Osmanlı zamanında bile eğitime değer veren, Cumhuriyetle birlikte eğitim seviyesini epey yükseklere çıkaran köylümüz, devletin bu kararına hiç itiraz etmemiş. Her zaman devlet ne derse doğru der, alınan her karara harfiyen uymuş. Neyse ki çok şükür çıkan yeni kanunlar çerçevesinde köyümüzün eski ismi Nimri'yi, genç dernek yöneticilerimiz öncülüğünde geri aldık. Sonuç olarak asırlarca var olan Nimri ismi, genç dernek yönetimi tarafından tarihin karanlık sayfalarından geri çıkarılıp günümüze taşında. Buna ön ayak olan herkese sonsuz teşekkürler. Çağ dışı zihniyetler tarafından binlerce yıllık tarihi eserlerin altına dinamit koyup havaya uçurulan şu zamanda, köylümüzün tarihine sahip çıkması ve çaba harcaması, gelecek kuşaklarımıza bırakılan bir kazançtır hatta bir mirastır.

Köylümüz su ihtiyacını evinden çok uzaklardan taşıdığı için, harcadığı zaman ve eziyetler annelerimize çeşitli tasarruflar öğretmiş. Belki o günler karda kışta annelerimizin elleri ayakları üşümüş donmuştur, ama çaresizlik insanı yeni fikirler üretmesine yönelttiği muhakkak. Bu sayıdaki yazımda Anadolu kadınının yaşadığı çaresiz günlerin içinden sadece tek sayfasını dile getireceğim. Bu örneği de kendi evimizde şahit olduğum bir birine bağlı tek bir konudan bahsedeceğim. Şu bir gerçek her evin annesi kendi annem kadar illa ki çoluk çocuğuna kol kanat germiştir. Buyurun hep birlikte okuyalım, annem Fidan YALÇINER Sultanın kış aylarında ki kahramanlığından kısa bir örneği.

Aspap yıkama günü (çamaşır günü) yerlerde kar buz olsa da genelde yağış olmadığı bir güne denk getirilirdi. Çünkü ismine ''kuyu'' dediğimiz çeşme evimize nereden baksak bir km uzaktaydı. Haliyle o gün epeyce su taşımak gerekiyordu. Teştin içinde banyo yapılacak, çamaşır yıkanacak. Dolayısı ile çoluk çocuk herkes kuyudaki çeşmeden el birliği ile su taşırdık. Evdeki eski odamızda orta boy bir kazan aşağı yukarı 3,,4 teneke su kapasiteli ocağın üstüne konurdu. Bir yandan kazan kaynarken, bir yandan da uzaktaki çeşmeden su taşıması devam ederdi. Evde bulunan boş kazanların tamamı su ile dolunca, annemiz işe koyulurdu. Sanırım bu Aspap yıkama işine hazırlık sabah kahvaltı bitiminden itibaren başlardı. Kahvaltı sonu desem de öğlene doğru falan değil, sabahın sekizinde Malğata çorbaları çoktan içilmiş, herkes işin bir ucundan tutmuş olurdu.

Ocakta su kaynatılan kazanın hacmi büyük olduğundan, öyle ufak tefek çalı çırpıyla değil, daha uzun yansın diye ocağa büyük odunlar atılırdı. Gün boyu Aspap yıkama işi sürüp giderken, haliyle ocağın üstündeki kazanın suyu eksildikçe ilave edilirdi. Aspaplar mis kokulu yeşil sabunla yıkanmış, annem herkesi sırasıyla teştin içinde banyosunu yaptırmış ve gün akşama doğru dönmüş olurdu. Saatlerce yanan ocağın içinde külle karışık bir yığın ateş oluşurdu. Anadolu kadınının güzel bir örneği olan annem, Aspap yıkama işinden elde edilen o kocaman külle karışık ateşi zay etmezdi. Belki de sabahın köründe kalkmış bir leğen hamur yoğurup, Aspap yıkama sonu için hazırlamıştır. Belki de Aspap yıkama işi bitince hamur yoğurmuş ola bilir. Neyse biz hazır olan bir leğen hamura geri dönelim. Bakalım Fidan Sultan hangi marifetini uygulayıp, ortaya nasıl bir yemek çıkaracak ve 10 baş nüfusun karınlarını doyuracak.

Annem ekmek duvağını ocağın yakına getirir üzerine bolca un serperdi. Daha önceden hazırladığı üstü bezle kapalı bir leğenden hamuru çıkarıp ekmek duvağının üstüne koyardı. Hamuru dik dörtgen şeklinde olan ocağa göre hazırlardı. Yaklaşık 40x30 cm ebadın da ve kalınlığı, hemen hemen 3 parmak tahminen olurdu. Annem daha sonra her evde az bulunan bir gazete kağıdını ekmek duvağının üzerine serer, ve gazetenin üzerine yine bolca un serperdi. Sonra ocakta hazır olan sıcak külü ocağın dışına doğru çekip yer açardı. Boş kalan ocağa gazeteyle birlikte uzunlamasına bırakırdı. Sonra hamurun açık kalan üst kısmına yine un serper ve başka bir gazeteyle hamurun üstünü örterdi. Ocaktaki hamur gazeteyle tamamen kaplandığından adeta paketlenmiş bir hale dönüşürdü. Hamur ocaktaki yerini alınca, vakit kaybetmeden hızlı bir şekilde ocak dışına çekilen sıcak külü, gazeteyle sarılmış hamurun üzerine dökerdi annem. Ayrıca külün içindeki ateş zayıf olursa eğer, külün en üstüne biraz çalı çırpı konup yakardı ki hamur tam kıvamında pişsin. Öpülesi elleri bir terazi bir ölçü olan anam, hamurun ''Ocak Kömmesi'' ne dönüştüğünü anlayınca, küllerin içinden çıkarır kavrulmuş gazetelerden ayırır pişmiş olarak, tekrar ekmek duvağının üzerine bırakırdı. Diğer oturma odamıza çoktan yer sofrası hazırlanmış, pişen Ocak Kömmesi 15x15 cm bir büyük parça dışında, tamamını 5x5 cm gibi parçalara bölünürdü. Yer sofrasına konan Ocak Kömmesinin büyük parçasının tam ortasından, çok derin olmamak kaydı ile küçük bir parça çıkarılıp çukur oluşturulurdu. Daha önceden hazır edilen tuzlu tereyağından bir yemek kaşığı kadarını, Kömmenin büyük parçasının ortasında açılan çukura konurdu. Sıcacık Kömmenin ortasında hemen eriyen tereyağına banıp banıp yerdik elimizle, diğer küçük parçalara ayrılan Kömmeleri. Tabii ki Kömmenin ortasındaki tereyağı azaldıkça ilave edilirdi.

Saygı değer dostlar bu güzel Ocak Kömmesi anısıyla birlikte, iç içe bir kaç anıyı anlatırken Anadolu kadınının ocaktaki külü dahi aşa dönüştürüp, fakir halkın nasıl bu günlere geldiğini anlatmak istedim. Bu vesileyle sevgili annem Fidan ve gelmiş geçmiş tüm annelerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun...

 

 



Bu yazı 2355 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
5621 Okunma
4824 Okunma
3995 Okunma
3931 Okunma
928 Okunma
639 Okunma
528 Okunma
508 Okunma
488 Okunma
442 Okunma
441 Okunma
437 Okunma
436 Okunma
410 Okunma
390 Okunma
367 Okunma
365 Okunma
348 Okunma
340 Okunma
309 Okunma
278 Okunma
270 Okunma
5621 Okunma
5387 Okunma
5288 Okunma
5114 Okunma
4960 Okunma
4887 Okunma
4829 Okunma
4824 Okunma
4615 Okunma
4578 Okunma
4554 Okunma
4184 Okunma
4115 Okunma
4052 Okunma
3995 Okunma
3931 Okunma
3931 Okunma
3891 Okunma
3775 Okunma
3612 Okunma
3318 Okunma
2732 Okunma
1614 Okunma
1549 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI