BU DAĞLAR KÖMÜRDENDİR
Yine bir bahar geçiyor ömrün kış görünümlü sokağından. İnceden bir sızı yokluyor ruhumu. Dağların renkli elbiselerini giyinişi ve eteklerini savuruşu düşüyor aklıma. Sokak çocuğu hallerimden gülüşler bırakıyorum sere serpe...
Buğday tenli arkadaşlarım yokluyor kapımı, ırmağın soğuk sularında oynayan çocukluğum nanik yapıyor, dil çıkarıyor bir de arsız arsız…
Çocukluğum Fırat'ın kenarında karşılardı mevsimi. Annem hazırlık yapardı bizim için.Yürüyerek giderdik, koşarak, hatta uçarak... Yeşile çalan renginde içimizi ferahlık kaplardı. Serinlerdik...Kuru ekmek bile tatlı gelirdi.
Gülüşlerimin karşı dağdan dönüşünü yine gülerek karşılardım. Gamzemde buz tutmadığı zamanlardı.
Büyümek ne mel’ûn şeymiş. Anlık mimik değişimleri... Çehrem yapboz tahtası sanki. Duyguları bir türlü yerli yerine oturtamadım gitti. Daha doğrusu büyümenin sorumluluklarından görünmez olmuştum. Bir tatlı huzur almaya geldiğimizi sanmıştım. Dünya ki huzur kaçıran!..
“Yalvardım yakardım eteğinizde
Balım zehir oldu peteğinizde
Dedim dermanım var çiçeğinizde
Siz bir zakkum olup, bittiniz dağlar”
Ne çok suçladım sizi dağlar! Sadece düşlerimde delmeyi beceriyordum. Uyanınca karşıma dikiliyordunuz.
Mesafelere gücüm yetmedikçe hıncımı sizden alıyordum ben de. Ne yaparsın,
hatıra düşünce toprak, özlem kanat çırpar. Vuslat havası çalar gönlün, lakin engelindir dağlar.
Gurbetin soğuk elleri hiç düşmedi yakamdan. İki eli boğazımda gıdım gıdım nefes aldırdı.
Alışırsın demeler yahut artık buralı oluşlar para etmedi.
Yıllar geçtikçe daha bir yürekten gel diyor toprak.
Bu çağrıyı kulak ardı etmek mümkün mü!
Bir çocuk tutar ellerinden, götürür seni sevdiklerine.
Hikayenin baş kahramanı olursun. Yoklarsın dört bir kıyıyı. Sevdiklerini arar gözlerin. Toprak seslenir bir yandan. Aldıklarını hatırlatır sana. Dizlerinin bağı çözülür, çökersin.
Bir türkünün can acıtan ezgisi gönlünü kundaklar. Başını alıp iki elinin arasına gidenlerin ardından bir türkü de sen yakarsın.
Off yaaa!..
Bak, yine aynı şey oluyor bana anne,
dağılıyorum
yokluğunu bile bile…
Şimdi yalnız değilsin anne, çoğaldın sen de.
Bu aralar çok sık giriyorsunuz düşlerime.
Özlem kuşu çırpınıp duruyor hâlâ,
bir başka bahara diyor bana.