Bugun...


EĞİTİMCİ - YAZAR : MEHMET YILMAZ

facebook-paylas
ŞİMDİ KENDİME ve SANA GÜÇLÜ BİR SES İLE SÖYLEMEK İSTEDİKLERİM VAR: (FELSEFİ BOYUTLU BİR YAZI)
Tarih: 02-12-2025 13:50:00 Güncelleme: 02-12-2025 13:50:00


ŞİMDİ KENDİME ve SANA GÜÇLÜ BİR SES İLE SÖYLEMEK İSTEDİKLERİM VAR: (FELSEFİ BOYUTLU BİR YAZI)

Belki başlangıçta sert bir giriş gibi olabilir. Sabredersen senin için ne kadar önemli konu olduğunu ve yaşamını ne kadar olumlu etki yaratacak olacağını göreceksin. Bu yeni mesajları duymaya ihtiyacın olduğuna inanıyorum. Bu mesajlarla kim olduğunu öğreneceksin. Kendinin farkında olacak ve FARKINDALIĞI her konuda yaşamış olacaksın. Kim olduğunu bilen değerlerinin farkında olan ve onurunu asla pazarlık konusu yapmadan yoluna devam etmek senin hakkındır. Üstünden oynanan oyunlara asla müsaade etme. Buna kimse cesaret etmemelidir. Eğer biri bunu denemeye kalkarsa en sonunda sağlam duruşa derin bir saygıya ve sarsılmaz bir niteliğe çarpıp geriye çekilecektir.

Çünkü bu tek şeyi yapan sen sadece saygı uyandırmaktan kalmaz. Aynı zamanda bir hayranlık ateşi de yakar olursun. Bu yüzden daha derin inmeden önce senden çok basit ama bir o kadar güçlü bir ricam olacaktır. Bu yolculuk bir sohbet olmakla birlikte bir dönüşümün ve bu dönüşümün ateşini fitilleyecektir. Şimdi derin bir nefes al ve ver. Çünkü en kökten başlamak gerekiyor. Bir insanın senin sınırlarını çiğneyebileceğine inanmasını sağlayan şey nedir? Ne kadar rahatsız edici olsa da aslında çok basittir. Çünkü bir noktada kendi onurunun kalkanını indirdin. Gerekenden daha fazla taviz verdin. Hak ettiğinden daha azına razı oldun. Bu zaafın olduğun için değil aksine memnun etmek, alttan almak başkalarının huzurunu kendi huzurundan daha önemli gördüğün gibi kendinden fedakârlık yapmayı ve kendine haksızlık yapmayı uygun gördün. Çünkü yetiştirilme kültür ve iklimin buna uygun görülmüş olmasıdır.

Küçük yaşlardan itibaren pek çok insandan şunu duyarak yetişmiş oldun. Uslu, sessiz, kibar… vb. çocuk ol. Bunlar güzelde peki karşısındaki aynı değerlere sahip değilse kendini nasıl savunman gerekiyor öğreten az oldu. Kimseyi kızdırma otur oturduğun yerde. Tamam, peki benim hakkıma girene nasıl savunma yapmalıyım diyemedin. El âlem ne der? Bu sözleri çok duydun hele birde kız çocuksan daha çok duyarak büyüdün. Peki, bu tarz ve tek taraflı yetişme tarzı ne getireceğini düşündün mü? Seni yetiştiren düşündü mü? İçinde yetiştiğin ailen bunu düşündü mü?

Kendi ihtiyaçlarından çok başkasının ihtiyaçları için alan aça aça bu günlere gelmiş oldun. Bu derece başkaların ihtiyaçları için alan açmış olman ve bu şekilde bir yaşam devam ettin ve sonunda yaşamda bazı konularda tıkanma noktasına gelmiş oldun. Böylece başkaları senin enerjinle beslenir hale gelmiş oldu. Sonun senin özüne girerek seni senin üzerinde rahatını sağladı ve seni iliklerine kadar sömür oldu. Bu özüne girmeye sen müsaade ettin. Bu kapıyı sen açmış oldun. Neden? Çünkü dışa yönelik enerji harcamış oldun. Kendine ve içdünyanına çalışmamış olmakla kendine haksızlık yaparak bedenini kendine küstürmüş oldun.

Artık bu günden sonra bunu anlamanı istiyorum; hiç kimsenin üzerine yuva kurmasına ve senin enerjini sömürmesine ve senin üzerinden taht kurmasına ve üzerinden geçmesine müsaade etme. Hiç kimse senden üstün değildir. Kimse senden daha değerli değildir. ne bir eşin, ne evladın, nede bir başkası senin patronun değildir. İşteki amir ve patronun bile senin üzerine hâkimiyet kurma yetkisi yoktur. Bunlar hepsi belli insanı kural ve ahlakı değerlerle belirlenmiştir. Evrensel hukukta bunu söylemektedir. Saygı ağlayarak, dertlenerek, kendini sıkıntıya koyarak istenmez ve istenmemelidir. Pazarlık alınmaz ancak eylemlerle gösterilir. Bu eylemler insanı olmasıdır.

Sana değer verilmediğini hissettiğin ilk anı hatırla. Belki bir aşk hikâyesi, belki iş yerinden iş arkadaşların uygulamalarından, belki aile içinden o adaletsizlik ve dengesizliği yaşadın ve hissini görmezliği görmedin ve bu sayılan yerlerde görünmez oldun. Ve bu görünmezliği dert bile edinmedin. Bu görünmezliğin sonucu dünya kırıntı duygu dünyanda biriktirerek bu günlere gelmiş oldun. Bunları hiç aklına getirmeyi denedin mi? Bu açılan yaraların ne kadar acı verici olduğunu hissetmen gerekmez miydi? Hissettiysen de önemli görmedin ve ertelemeyi bir çözüm görmüş olabilir misin? İşte neyin sonucu diye kendine soracak olursan. Bu kendine ve başkaların senin alanına girmesine sınır koymayı hiç mi hiç denemedin. İşte budan sonra ki yolculuğun asıl odak noktası olarak bunu görebilirsin. Bundan böyle kimsenin senin üzerinde oynamasına müsaade etme. Bu konuda hakkın yoktur. Kendi saygınlığını dışarıdan değil kendi iç dünyandan ve kendine değer vererek sağlamalısın. Biliyorum bu senin için zor bir durumdur. Bu zoru başarmak senin bedenin, ruh dünyanın ve zihinsel varlığın hakkıdır.

Başkasından alkış beklemene gerek yok. Alkışı kendi kendine yapmalısın. Buna inanmalısın. Kendin kendini takdir et ve başkasından takdir beklemeye gerek yok. Başkasından onay beklemene gerek yoktur. Bunu bağırmadan, çağırmadan ve heyecan yapmadan kendi iç dünyandan gör ve yaşa. Bu konularda şüpheye hiç mahal bırakmadan yapman mümkündür. Saygı görmek korkuluk ve korkulmak değildir. Ulaşılmaz duvarları örmek yâda soğuk birine dönüşmek de değildir. Sadece neyi kabul edip neyi kabul etmeyeceği konusunda net olmaktır.

Karşısındaki kızacak olsa da bile hayır demeyi cesaretini göstermelisin. Başkalarını rahatsız etse bile dahi hissettiğin ve düşündüğünle uyum içinde yaşamaktır. Şimdi dön kendine şunu sor; kaç defa hayır diye bağırmak isterken evet dedim. Bir ilişkiyi, bir işi, bir dostluğu kaybetme korkusu ile kendime kaç sefer ihanet ettim. Bunu her yaptığında kendi özgürlüğünden küçük küçük parçaların koptuğunu gördün. Bu kaybettiğin her parça senin bir ciger parçan olduğunu hesapladın mı? İyi haber şu ki bu kaybedilen parçaları bir bir geri toplamak senin elindedir.. Kaç yıl geçmiş olsa da olsun bu parçaları toplamak mümkündür.

İşte kimsenin senin hak ve hukukunu çiğnemeye hakkının olmadığına inanman önemlidir. Kendine o kadar saygı duymalısın ki kimse senin alanına girerek hadsizlik yapma cesareti bulmasın. Her zaman karşılaştığın ne varsa onu çok iyi anlamak ve anlamlandırmak cesaretini kendinde bulduğun an çözüme doğru yol alıyorsun demektir. Sınır koymak ve hayır demeyi bilmek bir erdemlik olduğunu unutma. Sınır koyman kendine göstereceğin en büyük şefkattir. Hak ettiğinden azına razı olmak senin kendine yaptığın en büyük haksızlıktır. Kendime saygı duyuyorum demek senin için önemlidir. Bir an için bir kapı düşün. O kapı senin yaşamındır. Sınırlarsa o kapının içeri her kesin içeri girmemesi demektir. Senden habersiz o kapıdan içeri girilmemesi gerektirdiği şeydir.

Sen sınır koymasın her kes o kapıdan içeri girer. Senin özelini ihlal eder. o kapıdan kimin içeri gireceğine sen müsaade etmelisin. Bu yetkisindedir. Her kes sınırsız yetkiyi hak etmez. Yok, böyle bir şey. Sadece senin alanına kalbine ve değerine saygı duyanlar bunu hak eder. Gel bunu birlikte deneyelim. Şuanda senin yaşamında bir sınır koyman gereken bir durumu düşünelim. Belki de senin ihtiyaçlarını hiç düşünmeden sürekli zamanını talep eden biri, belki alışkanlıktan izin verdiğin kırıcı bir yorum, belki ailenden her zaman son plana atıldığın bir düzen. Şimdi sakince o kişinin karşınsa karşısına dikil ve bu iş buraya kadar de. Bunu hayal et bakalım. Bağırmana gerek yok. 20 tane açıklama yapmaya bile gerek yok.

Sadece netlik ve karalık yeterlidir. İşte bu saygıdır. Bunu yaptığında sihirli bir şey olur. Sadece başkalarının gözündeki değeri geri alır ve kendi hakkını kazanmış olursun. Kendi gözündeki değeri de geri almış olusun. Aynaya bakar ve başardım dersin. Kendime ihanet etmekten vaaz geçtim dersin. İşte bu his her gün senin öz güvenin besleyen bir yakıt olacaktır. Ama biraz da öz sevgiden konuşalım. Çünkü mesele sadece dışarıya hayır demek değildir. Aynı zamanda içeriye evet demektir. Kendini sevmek aynı zamanda bencilik değildir. Her şeyin temeli temelidir bu olmasıdır. öz saygı, hak, hukukunu korumak ve hak ettiğinden daha azına rıza gösterme olduğundan bu az istemden dolayı önündeki engelleri kaldırmaktır.

İşte başından beri bu engelleri anlatmaya çalışmış olmamdır. Değerini bir başkasına bağlı olmayacağı sana hatırlatmak istedim. Düştüğünde seni kaldıran ve yalnız değilsin. Burada sana yardımcı olan senin kendin olacaktır. Burada bir önemli nokta var. Oda şudur; öz sevgi her zaman coşkulu bir duygu gibi hissedilmez. Bazen daha sesizdir. Bazen kendini daha fazla zorlamak yerine dinlenmeyi seçmektir. Bazen kendini sağlıksız ve suçlulukla cezalandırmak yerine kendin için besleyici bir yemek ve içecek hazırlamaktır. Bu yüzden seni bir şeye davet ediyorum. Bazen kendini acımasızca eleştirmek yerine kendinle konuşmaktır.

Günün belli saatlerinde meditasyon yapmandır. Bir hafta boyunca her sabah o gün kendini olan sevgin için yapacağın bir şeyi bir kâğıda yaz. Bu konuda kendine 10 dakika ayırarak sessizlik içinde kendine hediye et. Yürüyüşe çıkmalısın, istemediğin bir şeye hayır demek senin için önemli olduğuna inan ve yap, kedine iyi hissettin bir kıyafet seçmek kadar basit bir şey olabilir misin? Bunu seçerek duygularını okşamalısın. Bunu yap ve gör. Kimsenin ezmediği insan fiziksel olarak en güçlü ruh, zihin ve beden yapısına sahip olmasıdır. Fiziksel olarak güçlü olmak demek bağıran, kıran, döken anlamına gelmez. Fiziksel olarak güçlü olduğu halde kendini denge de tutan demektir. En yüksek sesle konuşan ve bağıran demek değildir. Her konuda dengeli olan demektir. Güvende olan, korkusuz yaşayabilen, kendine iyi bakabilen, kendini başkasına kurban olarak ikram etmeyecek kadar dengeli olan kişi demektir. Şimdilik buraya kadar bu SPRİTÜEL yolculukta hep birlikte öğreneceklerimiz vardır.

Bu konu çalışırken ve araştırırken CARL JUNG düşünce sistematiği ve kitap ve ses kayıtlarından yararlanmış olduk. İnsanlık adına onun bu hizmetini görmek ve adını ve eserlerini kaynak olarak göstermek sorumluluğumuzdur. Bu makalemi de bu noktada sonlandırmak ve bu anlamda makalelerim devam edecektir. KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ SANAL OKULU / MEHMET YILMAZ

 



Bu yazı 280 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
4838 Okunma
4392 Okunma
3675 Okunma
2974 Okunma
1151 Okunma
964 Okunma
758 Okunma
636 Okunma
611 Okunma
610 Okunma
589 Okunma
583 Okunma
532 Okunma
530 Okunma
443 Okunma
372 Okunma
334 Okunma
283 Okunma
251 Okunma
245 Okunma
5324 Okunma
5076 Okunma
4838 Okunma
4802 Okunma
4656 Okunma
4568 Okunma
4448 Okunma
4392 Okunma
4167 Okunma
4117 Okunma
4047 Okunma
4000 Okunma
3977 Okunma
3860 Okunma
3837 Okunma
3727 Okunma
3675 Okunma
3557 Okunma
3269 Okunma
2974 Okunma
2953 Okunma
2340 Okunma
1554 Okunma
1498 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI