GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KÖYÜMÜZDE ÜZÜM ÜRETİMİ
Göçüp giden yaşlılarımız geçmişte köyde yaşayan Gayrimüslimlerin birçoğunun bağlarının bulunduğunu, bu bağlarda elde ettikleri üzümlerden fıçılar dolusu şarap ürettiklerini, köye gelen Amerika ve Fransızların kaliteli şarap üretimi için onlara destek olduklarını söylüyorlardı. Tehcirden sonra tüm bağ ve bahçeler köylülerimizin eline geçmiş, köylülerimiz zamanında bağların bakımını yapamadığından, birçok üzüm bağındaki üzümler küfe maruz kalmıştır. Bağlardaki üzümlerde sağlıklı üzümlerin alınmaması; zamanla nüfusun artması, ekilebilir tarlaların yetersizliği, yokluk ve kıtlık nedeniyle geçinemeyen ailelerin birçoğu bağlarını sökerek tarlaya dönüştürmek zorunda kalmışlardır.
Bugün birkaç tarlanın rez(1) ismiyle anılması bu görüşü doğrular niteliktedir. Rezi Mate, Rezi Keş, Rezi Maviye, Rezi Abdulağa, Rezi Xarmandar, Tuye Rezik vs.(2) gibi birçok bağ, tarlaya dönüştürüldüğü halde o tarlalar halen eski sahiplerinin ismiyle bağ olararak anılmaktadırlar.
Köyün geçmişini çok iyi bilen Ali Kurdo (Ali Özkan):
“Ben askere gitmeden önce Aşağı mahalle ve Yukarı mahallede Fıllalar(3) yaşıyorlardı. Köylülerimizden toprağı yetmeyenlerin birçoğu karın tokluğuna onların yanlarında çalışıyorlardı. Bütün sulak topraklar onların elinde olduğu için hemen hepsinin bağ ve bahçeleri vardı. Baharda havalar ısınıp tarlalar sürülmeye başlandığı sırada Fıllalar bağlarını budar kazdırırlardı (Belletirlerdi). Harput’ta bulunan Amerikalı ve Fransızlar (Misyonerler) sürekli köye gelerek onları eğitiyorlardı. Biz bağcılığı da dut dikimini ve ipek böceği yetiştirmeyi de onlardan öğrendik” diyerek geçmişte bağcılığın önemine değinmişti.
Aşağıdaki tablo da bu büyüğümüzün sözlerini doğrular niteliktedir.
Çemişkezek Sancağı (1518-1566) Aldığı Vergiler
|
|
1518 |
|
|
|
1541 |
|
|
|
|
|
1566 |
|
|
|
Köyler |
Hınta |
Ş+D |
Şıra |
Badıheva |
Hınta |
Şıra |
Dıhn |
Kürüm |
Penbe |
Badıheva |
Hınta |
Şıra |
Kürüm |
Penbe |
Badıheva |
Keban |
x |
x |
x |
x |
270 |
240 |
200 |
x |
x |
70 |
288 |
576 |
x |
216 |
296 |
Mişillü |
2000 |
798 |
x |
171 |
1080 |
720 |
80 |
100 |
150 |
255 |
630 |
2136 |
x |
144 |
412 |
Kergah |
1200 |
600 |
200 |
204 |
810 |
480 |
80 |
150 |
75 |
150 |
3800 |
1520 |
150 |
360 |
142 |
Annem de geçmişte yaşanan bir bağ anısını şöyle anlatmıştı:
“Ben Hacoğlu’nun evindeyken her yıl Koruk veya çevresindeki köylerin birinde Aslan Bey diye biri eşi ve kız kardeşiyle birlikte Hacoğlu’na misafir olarak geliyordu. Her yıl gelişlerinde Rezi Kormamad, Razi Maviye’nin bağlarının yüzünü(4) alarak rojik(5), bağ tarhanası, pestil ve kazanlarla şerbet yapar, toplayıp köyüne götürürlerdi. Her yıl gelen bu Aslan Bey bir erken(6) kırmızı, bir erken beyaz rojik yapardı. Onlar bağdan üzüm toplarken, topladıkları üzümleri sıkıp kaynatırken köylülerimiz onları hayranlıkla izlerlerdi.”
Çocukluk yıllarımızda Mişelli’nin Geçim Kaynakları arasında yer alan üzüm bağları parmakla gösterilecek kadar azalmıştı. Sökülüp tarlaya dönüştürülen üzüm bağlarının ve bahçelerin sınır boylarında ve bahçe içlerinde kalan asmalar bulabildikleri ağaç dalları üzerinde tırmanarak varlıklarını sürdürüyorlardı. Kırmızı (öküzgözü), mor (boğaz kere), beyaz (hatun parmağı, ternebi, besni, kış üzümü) gibi birçok üzüm çeşidinin yetiştiği köyümüzde öküzgözü tartışmasız bir numaraydı. Bu asmalar budanmazlardı. Kökleri kazılmaz, ilaç atılmazdı; buna rağmen kevz/kufik(7) vurmaz, cam gibi üzümler olurdu. Üzümlerin olgunlaştıkları dönemde ağaç tepelerinden toplanan üzümler eşeklere yüklenerek evlere taşınırdı. Evlere taşınan üzümler torbalara konarak sıkılır, kazanlarda malêz(8) haline gelinceye kadar kaynatılarak bağ pestili yapılır, kış aylarında çocukların ceviz içi ile yedikleri bir çerez olurdu. Rojik/orcik için hazırlanan malêz çok emek isterdi. Taze çırpılmış yaş cevizler kırılarak ceviz içleri iplere takılarak kurumaları beklenir, cevizler kuruduktan sonra hazırlanan maleze birkaç kez batırılarak orcike dönüştürülürdü. Özellikle rojiklerin şırası kaynatılırken tat vermesi için bir miktar temizlenmiş toprak konur, sonra şıra süzülerek başka kazana alınıp belli ölçüde un kırıştırıldıktan sonra saatler süren karıştırma işlemine başlanırdı. Malêz bembeyaz bir hal aldıktan sonra ateşi söndürülerek rojikler kazana daldırılarak iplere asılır ve bu işlem birkaç kez tekrarlandıktan sonra kurumaya bırakılırdı. Eskiden meyve suları olmadığından kışlık şurup yapılır ve yemeklerin yanında içecek olarak kullanılırdı. Ayrıca kaynayan üzüm şırasına dövme katılarak kaşıklarla sahanlara serilen bağ tarhanaları, ince bulgur (düğür) ve ceviz içi katılarak kaynatılan ve sahanlar üzerinde kurutulan kırmıti(9) kışın en önemli yiyecekler arasındaydı. Kırmiti, pişirilmeden yenirdi. Üretim fazlası veya ihtiyaca binaen yükler dolusu üzümler Karşı geçe dediğimiz Murat Nehri’nin öteki yakasındaki köylere götürülerek buğdayla takas yapılırdı.
1970’lerin son çeyreğinde Elazığ’da bulunan şarap fabrikasının köylere kadar gelerek toptan üzümleri alması sonucu köyümüzde bağcılık yeniden önem kazandı ve birkaç üretici uygun bulduğu arazilerine bağ dikerek modern usullerle bağcılık yapmaya başladı. 2000’lerin başında şarap fabrikasının özelleştirilmesi sonucu üzüm üreticileri zor durumda kaldıklarından üretimlerini eskiden olduğu gibi pestil, sucuk ve üzüm pekmezi yapımına yönlendirdiler. Köyde kalan birkaç kişi bağlarını budayıp bakımlarını yapmaya devam etti bakımı yapılmayan birçok üzüm bağı bakımsızlıktan kaderine terk edildiler.
(1) Rez: Üzüm bağı
(2) Rezi Mate, Rezi Keş, Rezi Maviye...: Bu kişilere ait üzüm bağları
(3) Fılla: Gavur, Gayrimüslim.
(4) Bağlarının yüzü: Bağlardaki asmaların üzümleri.
(5) Rojik: Üzümden yapılan sucuk. Elâzığ yöresinde Orcik.
(6) Erken: 5-6 metre uzunluğunda keçi kılından örülmüş kalın ip
(7) Kevz/kufik: Küf.
(8) Malêz: Üzüm şırasından elde edilen marmelat benzeri bir oluşum.
(9) Kırmıti: Üzüm şırasından elde edilen maleze ince bulgur ve dövülmüş ceviz katılarak elde edilen karışım damlarda serilen bezler üzerine kaşıkla belirli mesafelere dökülerek kurumaya bırakılırdı. Kışın çerez gibi yenirdi.