Bugun...


EĞİTİMCİ - YAZAR : MEHMET YILMAZ

facebook-paylas
BABA VE BABALIK DUYGUSU:
Tarih: 28-09-2025 11:07:00 Güncelleme: 28-09-2025 11:07:00


BABA VE BABALIK DUYGUSU:

“Baba ve Babalık Duygusu” İfadesi, hem bireysel hem de toplumsal açıdan çok derin anlamlar taşıyan bir konudur. Kısaca açıklayayım: Baba Kimdir? Baba, biyolojik olarak çocuğun dünyaya gelmesine vesile olan kişidir. Fakat sadece biyolojik bağ değil; sevgi, sorumluluk, koruyuculuk ve rehberlik de “babalık” kavramının ayrılmaz parçalarıdır.

Baba, çocuğun hayatında hem güven kaynağı hem de rol modeldir. Babalık Duygusu: Bir çocuğun dünyaya gelmesiyle birlikte erkeğin içinde oluşan sahiplenme, koruma, sevgi ve sorumluluk duygularının bütünüdür. Zamanla gelişen bir süreçtir; çoğu zaman bebek doğduktan sonra gerçek anlamda yoğunlaşır. Babalık, sadece maddi ihtiyaçları karşılamak değil, çocuğun duygusal, sosyal ve ahlaki gelişimine katkı sunmak demektir. Sabır, özveri ve fedakârlıkla şekillenir.

Toplumsal ve Psikolojik Yönleri: Toplumda baba figürü, otorite ve koruyucu güçle özdeşleştirilse de modern babalık anlayışı, duygusal yakınlık ve aktif ebeveynlik üzerine kuruludur. Araştırmalar, babaların çocuklarıyla kurduğu sıcak ilişki ve ilgisinin, çocukların özgüven, başarı ve sosyal uyum üzerinde çok olumlu etkiler yaptığını göstermektedir. Baba: Çocuğun hayatında sevgi, güven ve rehberlik kaynağı olan kişi.

Babalık Duygusu: Çocuğu sahiplenme, onu koruma, sevmek ve onun gelişimine katkı sağlama sürecinde yaşanan derin manevi duygu. Babanın rolü biraz daha açacak olursak, bireysel ve toplumsal olarak çok büyük ve farklı görev ve sorumluluğu olan aile içinde ayrı bir yeri vardır. Baba aile içinde görev, sorumluluklarının farkında olması, görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi halinde aile ortamının kurulması ve devam etmesinde en büyük rol oynar. Sorumluluk duygusu ile aile kurulduğunda toplumda da olumlu yansımaları olmaktadır.

Bu felsefe ile kurulmayan aile topluma olumsuzluklarla yansımaktadır.

Baba aile içinde gerçek görev ve sorumluluklarını yerine getirmezse aile dağılır ve dağılan bu aile içinde bulunduğu koşullarda olumsuz yönleri yaşar ve ailede olumsuz etkilenir. Bu olumsuz yönler topluma da olumsuz olarak yansır. Bu olumsuz yansımalar birikim oluşturarak toplumda sorunların artarak devam etmesidir.

Olumlu enerjisi yüksek bir baba bu sorumluluk ve görevleri düşünerek baba olmayı arzulamalıdır. Bu sorumlulukları almadan baba olmak yaşamda kendine sağlık, huzur ve güven ve mutluluk sağlamada büyük sıkıntı, sorun ve problemlerin yaşamasına sebep olacaktır. Düşük ve sorunlu enerjili bir kişinin aile kurması ve kurulan bu ailede olumlu rol alması zor görülmektedir. Aile ile ilgili enerjisini dengelemediği takdirde yaşamdan sağlıklı, huzurlu, güvenli ve mutlu bir yaşamı yakalamasının imkânı zor görülmektedir.

Yaşam, kendisi için sorunlu devam edecek ve aile içinde de aynı sorunlu durum devam edecektir. Yaşamda çok farklı şeyler deneyimleymiş olacak ve bu da kendisinin sınavı olacaktır. Bu sınav kendisi için büyük bedeller ödemesine neden olabilir. Bunun farkında olduğunda yaşamına müdahil olmak ve yaşamın akışını değiştirme iradesi göstermesi halinde yaşamında farkındalıklar yaşayarak yaşamına olumlu şeyler katma durumu yaratmış olur.

Bu farkındalıkları yaşamak için çabası olmazsa yaşamındaki olumsuzluklar devam edecektir.

Kendisi bu olumsuzluk durumu yaşamakla birlikte vesile olduğu aile ocağı ve doğumuna ortam hazırladığı çocuklarında yaşamları aynı yolda olumsuzluklar yaşamayı miras almış olacaktır.

Toplumları, fertler ve aileler oluşturduğuna göre sorumluluk taşımayan baba ve babaların vesile olduğu aile ocakları sorunların merkezi olarak aynı şekliyle topluma yansıması ve toplumu olumsuz etkileyen faktör olarak çıkacaktır. Babalar olarak topluma karşı vereceğimiz hesabımızda vardır.

Huzurlu, sağlıklı, güvenli toplumların var olması aile ortamının sağlam, kalıcı ilke ve kurallara dayanmasıdır. Aileden sadece babamı sorumlu? Hayır, ikinci sorumlu annelik müessesesidir.

Annenin ailede görevi de çok büyük olmasıdır. Daha önceki makalemde anne ve anne duygusunu yazmış olmam dolayısıyla anne konusuna az dokunarak asıl konum olan baba rolü konusunu derinlemesine incelemiş olacağım. Anne” ve “anne duygusu” kavramları birbirinden farklı ama birbirini tamamlayan şeylerdir:

Anne: Biyolojik olarak çocuk dünyaya getiren ya da evlat edinen kişidir. Çocuğun yaşamının ilk döneminde en temel bakım, sevgi, güven ve şefkat kaynağıdır. Çocuğun kimliğini, güven duygusunu ve dünyaya bakışını şekillendiren çok önemli bir figürdür.

Anne duygusu: Biyolojik bağdan bağımsız olarak hissedilebilen, koşulsuz sevgi, şefkat, koruma ve bağlılık duygusudur. Yalnızca anneye özgü değil; babada, büyükanne-büyükbabada, kardeşte veya hiç akraba olmayan bir kişide de gelişebilir. “Anne duygusu” denince genelde, karşılık beklemeden sahip çıkma, merhamet, özveri ve içten gelen koruma isteği akla gelir.

Anne ve baba rollerine baktığımızda her ikisi birbirini tamamlayan bir elmanın iki eşit parçasından oluştuğu gerçeğidir. Biri olmadan diğerinin olmasının imkânı yoktur.

Her birinin kendi koşullarında önem ve sorumlulukları olmasıdır. Bu iki önemli şahıstan doğan çocuklarla birlikte çekirdek aile oluşmaktadır.

Çekirdek aile büyük aile ocağını oluşturur. Toplumda tüm aileler ise toplumun büyük ailesini oluşturduğu gerçeğidir.

Toplumların sağlığı, huruz, güven ve mutluluğu ailelerin oluşturduğu temel amaç ve ilkelere bağlı ve tüm pim kodlarını bu noktalarda almaktadır.

Toplumların devamı iyi kurulmuş ve sağlıklı devam eden aile ortamının bağlı olmasıdır. Günümüz dünyasında bu konuyu tüm yönleriyle görmek mümkündür. Aile ortamını sağlam temellere oturtan toplumlar varlıklarını olumlu olarak her alanda sürdürmektedir.

Aile ortamını sağlam ilke ve amaçlara oturtmayan toplumlar her yönü ile dökülmekte ve arızalı toplumlar olmaktadır. Huzursuz toplum olarak devam etmiş olmasıdır. Aile ortamı yok olmuş ve yıkılmış olması , âdete bomba yemiş toplumlarda her gün farklı huzursuzluk, güvensizlik, sağlıksız ve geleceklerinden endişe duyan toplum olarak yaşamlarına devam etmektedir.

Toplumda bir şeylerin düzelmesini ve işlerin yolunda gitmesi isteniliyorsa aile ortamının olumlu gelişimini sağlamak için aile ocağını sağlam temellere oturtmak gerekir. Aileyi yok edecek tüm davranış ve tutumlardan uzak durmaktır.

Devletinde aileyi koruma gibi görev ve sorumlulukkarı vardır. Aileyi yok eden her ne gibi olumsuzluklar varsa ortadan kaldırma görevi vardır. Toplumsal yaşam buna göre dizayn edilmedir. Sosyal yaşamda aileyi olumsuz etkileyen her varsa onların önlenmesi ve düzeltilmesi bir sorumluluktur.

Bunun olması aileyi oluşturan anne ve baba olarak rollerimizi çok iyi kavramamız ve bu rolü üstlenen kişiler olarak bu yaşamda sağlıklı, huzurlu, güvenli ve mutlu olmanın görev ve sorumlulukları bilerek yaşamalarımıza devam etmemizdir. Hiç birimiz bundan kendimizi ayrı tutamayız.

Aile olmanın amaç, hedef ve ilkelerini kavramış olmaktır. Bunun olması içinde bu temel ilke, hedef ve amaçlara yönelik eğitim, öğrenme ve davranış kazanma amaçlı olarak iyi ve sağlam kaynaklardan öğrenmektir. Ahlakı değerlerimiz üzerine bunu inşa etmek zorundayız.

Ahlakı değerlerimiz olmazsa olmazımızdır. Ahlakı değerlerimiz yok sayan tüm etkenleri ortadan kaldırmak için gereken alt yapının oluşturulması ve bunun üzerine öğrenme ve öğretme rol model oluşumlar sağlamaktır.

Aile ortamını oluşturan ve kuran erkek ve kadın olarak yaşamın için ağır bedeller ödememek için aile olmanın temel ilke ve ahlakı ilkekerini bilmek gerekir.

Bu ağır bedeli ödememek için önceden gidilecek yaşam yolunda bilgi sahibi olmak ve aile ortamını kurarken dikkatli olma zorunluluğu vardır.

Bu konuda sıradanlık ve sorumsuzluk olmaz. Bu günkü dünyada bu görev ve sorumluluğu taşımayan taraflar kısa sürede ailenin dağılmasına sebep olmaktadır. Dağılan ailelerde çocuklar en büyük zararı maddi, manevi ve ruhsal olarak yaşamış olmaktadır.

Maddi, manevi ve ruhsal zarar görerek yaşamlarına devam eden çocukların yaşamlarına sağlıklı, huzurlu, güven ve mutlu olarak devam etmesi zorlaşmaktadır. Bu çocuklarda yaşamlarında çok farklı yaşamı deneyimleşmeleri ve doğru olanı yakalaması sıkıntısını yaşar olmasıdır. Tüm olumsuzluklara rağmen olumlu yaşama kapı açmaları kendilerinin çaba ve gayretine bağlı olmasıdır. Onun için onlarında bu konudaki yaşamları büyük sınav ve deneyimlemelere bağlı olarak geçer olmasıdır.

Sonuç olarak baba olmak ve babalık duygusu sorumluluk ister. Bu konularda sorumsuz davranmak bir babanın işi değildir. O derece büyük görev ve sorumluluk ki gelecek nesillerin oluşumuna ortam hazırlayan ve doğabilecek olumlu ve olumsuz tüm yaşam gerçeklerinin sorumlusu olmaktadır. Kendi yaşamından sorumlu olduğu gibi gelecek nesillerin yaşamından doğabilecek olumlu ve olumsuz yaşamında sorumlusudur. Onun için baba olmak ve babalık duygusu sıradan bir duygu değildir. Geçmişten geleceğe devam eden bir enerjinin var olmasıdır. Gönül ister ki babalar olarak bu sorumluluk ve görevimizin farkında olalım. Bu göründüğü kadar kolay değildir.

Bu yol ince, uzun, çetin ve meşakkatli bir yol olmasıdır. Bu ince, uzun ve meşakkatli yolda yürürken bu deney imlenmemizi ve sınavımızı başarmada sorunlar yaşamış olmamızdır. Gönül ister ki bu deneyimleşmemizi ve sınavımızı başarmış olalım.

Geçtiğimiz hafta içinde uzaktan almakta olduğumuz ders ve ders sonrası seansta “Baba, Babanın Hak ve Hukukunun Farkında Olmak” ve babalarımızın bizim üzerindeki yüklerinin farkında olmak ve bu hak ve hukukunu olumlu olarak yansımasına neden olacak ŞİFALANDIRMA ve arındırma seanslarına katılmak ve bu seans sayesinde görev ve sorumluluklarımıza odaklanmakla ilgi çalışmamızda buna zaman ayırarak arınmak istedik.

Bu arınma ve ŞİFALANDIRMAYI grubumuzla birlikte gerçekleştirmiş olduk.

Bu kolay bir ŞİFALANDIRMA seansı olmamakla birlikte inşallah niyetlerimiz çerçevesinde gerçekleşmiştir.

Zor olan ve aşılması mümkün olanla meşgul olmak bizlerin görev ve sorumluluğudur.

En azından bunun farkında olmak bize olumlu kazanımlar kazandıracak olmasıdır.

Babalarımızı ve babalık duygumuzu sevmek, saygı duymak görevimizdir. İyi baba olmak için aile dizimimizde devam ederek bize kadar gelen babalarımızı sevmek ve kendi babalık rolümüzünde farkında olmaktır. Bu yazımda bu konuya vurgu yapmak istedim. 27.09.2025 KUANTUM DÜŞÜNCE MERKEZİ SANAL OKULU / MEHMET YILMAZ

 



Bu yazı 178 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
4518 Okunma
4129 Okunma
3201 Okunma
3090 Okunma
2886 Okunma
668 Okunma
560 Okunma
405 Okunma
388 Okunma
386 Okunma
362 Okunma
355 Okunma
354 Okunma
336 Okunma
315 Okunma
297 Okunma
282 Okunma
278 Okunma
257 Okunma
246 Okunma
215 Okunma
212 Okunma
4527 Okunma
4518 Okunma
4443 Okunma
4129 Okunma
4122 Okunma
3920 Okunma
3855 Okunma
3201 Okunma
3090 Okunma
3047 Okunma
2886 Okunma
1240 Okunma
1087 Okunma
1033 Okunma
970 Okunma
914 Okunma
892 Okunma
836 Okunma
798 Okunma
794 Okunma
773 Okunma
728 Okunma
711 Okunma
705 Okunma
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI