NEHİR, AKARSU YATAKLARINDAKİ TAŞLARIN ÖZELLİĞİ VE ŞİFA KAYNAĞI OLARAK GÖRÜLEBİLİR Mİ?
Bu günkü yazımda nehir ve akarsu yatağı taşların özelliğini ele almak istedim. Bu günkü okuma ve araştırmalarımı bu konuya ayırmak istedim. Geniş okuma ve araştırmalarım sonunda çok farklı bilgileri elde etmiş olmam beni hayrete düşürmüş olmasıdır. Bu evrende her şey enerji olduğuna göre insanoğlu da bu enerjilerin içinde varlığını sürdüren bir varlık olduğuna göre bu var olan enerjilerden olumlu ve olumsuz etkilenmemesinin imkânı yoktur.
İçinde yaşadığımız her olayın bilimsel karşılığı bulunmamış olabilir. Bu şu demek değildir; bilimsel karşılığı bulunmamış veya üzerinde çalışılmamış bir varlığın yokluğu kabul edilemez. Zaman içinde üzerinde bilimsel çalışma yapıldığında mutlaka bilimsel karşılığı bulunmuş olacaktır. Günümüz dünyasında keşfi bekleyen milyonlarca nokta vardır ve var olmaya devam edecektir. Bize düşen bu evren’de var olan ne varsa üzerinde çalışmak ve bunlardan bazı okumalar ve araştırmalar yaparak sonuç elde etmek ve insanlığın hizmetine sunmaktır. Gerçek anlamda ilim ve bilim bir nokta idi bunu insanoğlu çoğaltarak bir yerlere taşımış olmasıdır. Bunun için sıfır sayısının enerji başlangıç enerjisi olmasıdır. 1 rakamın enerjisi yaratılış enerjisidir. Bir olan çoğa çoğa yığınlar oluşturmuştur. Bu da üzerinde durulması gereken konudur. Bu konuya ayrı yer verilmek üzere üzerinde çalışılacaktır.
Asıl olan bu evrende var olan ve olmakta olan her şey yüce yaratanın yaratma kâinat kitabının eseridir. Bu kâinat kitabını okumak ve araştırmak bizim zihinsel gücümüzü çalıştırmaya bağlı olmasıdır. İnsan olarak bu evren’e geliş neden ve amacımız bir şeyler deney imlemek, öğrenmektir. Bu imkân ve fırsat bizlere irademiz oranında verilmiş olmasıdır. Önemli olan irademizi kullanmak ve zihinsel sürecimiz doğrultusunda çalışmak, azmetmek, gayret etmek ve üzerinde sabırla bu yolda yürümektir. İnsan yaşamında yolun nereye çıkacağını önceden kestirmek mümkün olmamaktadır.
Evren’de var olan ve olmakta olan tüm enerjiler bizler için bir “laboratuar” gibi yerini almaktadır. Bu evren “laboratuvar” olması bizler için sağlanan en büyük bolluk ve bereket olmasıdır. Bu konuyu incelemek için ön bilgi olarak bu bilgiyi yeterli görerek asıl konuma geçeyim. Bu gün lojmanın bahçesinde çalışırken bahçede bulunan taşlar gayrı ihtiyari dikkatimi çekti. Var olan taşların özellikleri ilgi ve alakamı çok çekti. Bu taşların madensel durumu beni düşündürmekle birlikte işin bir başka yönü olan koruma, kurucu olmasıdır. Taşlar genel anlamda insan yaşamında daima koruma görevi yapmış olmasıdır. Yerine göre barınmamızın malzemesi olmasıdır. İnsanlığın ilk barınağı mağaralar olmuştur. Bu konuda başlı başına bir yazı dizisi konusudur. İleriki yazılarımda bu konuya da okuma yapacağım.
Bu gün bahçede gördüğüm o taşların o derece güzel ve düzgün olması beni düşünceye sürükledi. Bu taşların bazıları sanki bir el değmiş yanı bir sanatçı tarafından bir aletle düzeltilmiş ve şekillendirilmiş gibi geldi bana. Sanki bir tornadan geçmiş gibi idi. tek tek birer örnek topladım. Bu doğada bulunan taşların gerçek sanatçısı doğada var olan sanat enerjisidir. Evrende var olan hiçbir varlık başıboş ve sıradan değildir. Doğa kendi enerjisiyle tüm varlıklara farklı frekanslarda enerji yüklüyor olmasıdır. Doğada var olan her varlık doğası gereği bir enerji taşıdığına göre önemli olan bu enerjinin farkında olmaktır. Bu Var olan bu enerjinin farkında olmak ve çok iyi okumalar yapmaktır dedik ya.
Bu taşlar, bulundukları coğrafi bölge ve alanlara göre şekil almış olması da tesadüfî bir şey değildir. Evrende tesadüfî diye hiçbir şey yoktur dedik ya. Her varlığın enerjisine uygun varlık dünyasına var olmasıdır.
Nehir ve akarsu yataklarında bulunan taşlar, sürekli su akışı ve doğanın enerjisiyle şekillendiği için özel özellikler taşır. Bu taşların hem fiziksel hem de enerjetik (şifa) yönleri vardır. Sana bunları detaylı anlatayım:
Nehir ve akarsu yataklarındaki taşların özellikleri: yuvarlak ve pürüzsüz yapı, Akarsu taşları, sürekli suyun aşındırmasıyla köşesiz, yuvarlak ve pürüzsüz hale gelir. Bu özellik, onların enerjisini yumuşatıcı ve dengeleyici yapar.
Su elementi ile temas, Su, duygular ve arınma ile ilişkilidir. Akarsu taşları, ruhsal temizlik, duygusal şifa ve zihinsel sakinlik enerjisi taşır.
Doğal manyetik ve mineralli Yapı, İçerdikleri mineraller (kuvars, jaspis, akik, bazalt vb.) farklı enerjiler taşır. Bazıları koruyucu, bazıları huzur verici, bazıları enerji yükseltici özellik gösterir. Toprak-Su Birliği, Akarsu taşları hem toprağın sabitliğini hem de suyun akışkanlığını barındırır. Bu yüzden “denge taşı” olarak da görülürler.
Şifa ve enerji açısından akarsu taşları: Duygusal Şifa Kaygıyı azaltır, öfkeyi yatıştırır.
Zihinsel sakinlik: Meditsyon sırasında elde tutulduğunda zihni berraklaştırır. Topraklama Kişiyi bulunduğu ana çeker, fazla düşünceyi dengeler. Arınma üzerinde suyun enerjisi bulunduğu için negatif enerjiyi temizlediğine inanılır. Bolluk ve akış: Akarsu taşları, hayatın doğal akışını destekler; tıkanıklıkları açtığı söylenir. Bu evrende her kıta, bölge, coğrafi alana göre binleri aşan taşların var olmasıdır. Var olan coğrafi bölge ve alana göre enerji yüklü olmasıdır.
Akarsu yataklarında sık bulunan taş türleri ve etkileri: kuvars (beyaz/saydam kuvars, ametist, dumanlı kuvars) arındırıcı, şifa verici. Yeşim taşı, bereket, sağlık, huzur.
Jasper (resim jaspisi, kırmızı jasper) , topraklama, cesaret. Akik, koruma, denge, güven. Bazalt (volkanik taş) güç, dayanıklılık, enerji yükseltme.
Kullanım önerileri: Taşları evde dekoratif olarak bulundurabilirsin (özellikle oturma odası ya da meditasyon köşesi).Meditasyon veya nefes egzersizi sırasında elinde tutarak odaklanmayı artırabilirsin. Negatif enerjiyi çekmesi için yastık altına koyanlar da vardır. Dilersen taşları güneşte veya ay ışığında şarj ederek enerjisini artırabilirsin.
Bu günkü dünyada insan yaşamı için olumlu ve olumsuz yaratımlar vardır. Önemli olan olumlu yaratımları yaşamımıza çekmektir. İnsan yaşamında olumlu ve olumsuz etki alanı oluşturan milyonlarca obje vardır ve var olacaktır. insan olarak karmaşık ve anlaşılması zor olan bir enerji olmamızdır. İnsan olarak yaşamımızda olumlu enerji ile yolumuza devam etmek ve bu evrendeki görev ve sorumluluklarımıza uygun dseneyimlemelerden geçmektir. Bu evrendeki yaşam hikâyemizi tamamlamaktır. Bunu yapmak için ruhsal, fiziksel, bedensel ve zihinsel dengemizin iyi olmasıdır. Bunu sağlamak adına bizi dış etken olarak her ne etkiliyorsa o etkenleri dengeli almaktır. Beslenmemiz, barınmamız, giyim ve kuşam başta olmak üzer insan olmanın
İnsanın tekâmülü (gelişimi, olgunlaşması) için hiyerarşik ihtiyaçlar konusu, genellikle Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi üzerinden anlatılır. Ancak kadim öğretiler, tasavvuf ve spiritüel bakış açıları da benzer bir “basamaklı yükseliş” yaklaşımı ortaya koyar.
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi (Psikolojik Yaklaşım) :Maslow’a göre insanın gelişim süreci 5 (günümüzde 7–8’e genişletilen) basamakta ilerler:
1. Fizyolojik ihtiyaçlar → Yeme, içme, barınma, uyku, cinsellik.
2. Güvenlik ihtiyaçları → Sağlık, düzen, barınak, gelecek güvencesi.
3. Sosyal ihtiyaçlar → Sevgi, aidiyet, arkadaşlık, aile.
4. Saygı/Değer görme → Başarı, takdir edilme, özgüven.
5. Kendini gerçekleştirme → Potansiyelini ortaya koyma, yaratıcılık, özgünlük.
6. Bilişsel ihtiyaçlar → Bilgi, anlama, keşif.
7. Estetik ihtiyaçlar → Güzellik, denge, uyum.
8. Kendini aşma (transandans) → Benliğin ötesine geçme, maneviyat, bütünsel bilinç.
. Tasavvuf ve Kadim Öğretilerde Tekâmül Basamakları :İslam tasavvufunda ve kadim Anadolu öğretilerinde de benzer bir “basamaklı tekâmül” vardır: Nefs-i Emmare (ham benlik) → Maddi ihtiyaçların ve arzuların hâkim olduğu seviye.Nefs-i Levvame → Kişi yaptıklarının farkına varır, vicdan uyanır.Nefs-i Mülhime → İlham, sezgi ve ahlaki değerler ön plana çıkar.Nefs-i Mutmainne → Huzur bulan, dengeye ulaşmış ruh hali.Nefs-i Radiye → Allah’tan razı olma hali.Nefs-i Mardiyye → Allah’ın kulundan razı olması hali.Nefs-i Safiye (Kâmil İnsan) → Benlikten arınma, ilahi birlik bilinci.
Ortak Noktalar: Her iki yaklaşımda da aşağıdan yukarıya bir yolculuk vardır: önce temel ihtiyaçlar, sonra sosyal-psikolojik boyutlar, en son da maneviyat. Gelişim basamaklıdır; alt ihtiyaçlar karşılanmadan üst seviyelere tam olarak çıkılamaz. Tekâmülün zirvesi: benliği aşmak, sevgi-bütünlük bilincine ulaşmaktır.
İnsan olarak bu evrende yaşamanın bedeli ağırdır. Bu bedeli karşılayabilmek için tüm ihtiyaçlarımıza bütünsel bakmak durumundayız. Bütünsel bakmazsak mutlaka bir yerlerde eksik kalır.
Bu eksik ve fazlalıklar ruhsal, bedensel, fiziksel ve ruhsal olarak dünyamızda eksiklik ve fazlalık yaratır. Onun için doğada var olan tüm varlıklara insan olarak kendimiz için bir bereket ve zenginlik olarak görmek gerekiyor. Bu konuda söylenecek çok söz vardır ve var olmaya devam edecektir. Sözün özü; bu evren’de var olan ve var olmaya devam eden ve anda akışı sağlayan her var oluşa iyi bakmak, iyi okumak ve araştırmak yaşamsaldır. Bu sebeple bu yazımda genel anlamda taşların enerjisine bakmak, okuma yapmak ve araştırma yazısı olarak kaleme almak istedim. İhtiyaçlar Hiyerarşisinde her şeyin yeri ayrı anlam ifade etmektedir. Doğal taşlarında insan yaşamında ayrı yeri ve yaşamsal olmasıdır.
Onun için bu evren’de bu evren’de var olan her varlığa rahmet ve rahman bakışı ile bakmak olduğu insan olarak İhtiyaçlar hiyerarşisinde yeri var olmasıdır. Önemli olan bu evren’e nasıl baktığımızdır. Yukarda belirttiğim gibi insan gibi insanının maddi ve manevi tekemmülü, sağlık, huzur ve mutluluğunun kâinatta mutlaka karşılığı vardır.
Onun için evren insanlığın hizmetine yaratılmış olmasıdır. Bunun farkında olmak, bu farkındalığa uygun idrak, anlayış, şuur ve zihinsel sürecimizi sürdürmek olmasıdır. Evren’de var olan her şey bir hikmet üzere kodlanmış olmasıdır. O kodlamanın PİM kodlarını çözmek insan olarak bize kalmış olmasıdır. Her zaman bu irade bizde vardır. Yüce yaratana şükürler olsun ki bu irade bize verilmiş olmasıdır.
Sonuç olarak taş deyip geçmeyeceğiz. Bakışımıza ve enerjimizin gücüne göre bakış geliştirmek ve yaşamımızda yer vermek yaşam tarzımız olmasıdır. Bu konuda sayfalar dolusu bilgi ve okuma yapmak mümkün. Bizim ki bilgi deryasına azıcık okuma yapmaktır. 04.10.2025 KUANTUM DÜŞÜNCE MERKEZİ SANAL OKULU / MEHMET YILMAZ