KEBAN KÖYLERİ: (28) NİMRİ- 5
Nimri Köyü’nün İnanç Yapısı ve Özellikleri
Bu bölümde ele alınan Nimri Köyü’nün İnanç Yapısı ve Özellikleri ile ilgili bilgiler, Prof. Dr. Ertuğ Can’ın 8-9 Nisan 2025 tarihlerinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi ve Alevi-Bektaşi, Kültür ve Cemevi Başkanlığı işbirliğinde Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi yerleşkesinde gerçekleştirilen “Cemevleri: Dünü, Bugünü, Yarını Sempozyumunda” sunulan “Nimri Ocağı: Geçmişten Günümüze Bir Miras” başlıklı sözlü bildiriden derlenmiştir. Bu çalışmadan aşağıdaki şekilde kaynak gösterilmek suretiyle yararlanılabilir.
Kaynak: Can, E. (2025). Nimri Ocağı: Geçmişten Günümüze Bir Miras.Cemevleri: Dünü, Bugünü, Yarını, Sempozyumu”na sunulan sözlü bildiri.Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, 8-9 Nisan 2025, Ankara.
Nimri köyünün geçmişteki halk inanışları incelendiğinde, Nimri köylüleri ve bölgedeki insanların anlatımına göre inanç merkezi olan Ocağın yaklaşık olarak 800 yıl önce inşa edildiği tahmin edilmektedir. Nimri Köyü’nde ve bölgede yaşayanlar Nimri Köyü’ndeki Ocağı “Büyük Ocak” olarak adlandırmaktadırlar. Malatya Arapgir’e bağlı Şeyh Hasan Onar Ocağı’da “Büyük Ocak” olarak bilinmektedir. Bu benzerlik, Nimri Köyü ile Onar Köyü’nün inanç yapısı, tarihî ve kültürel bakımından aynı özelliklere sahip olduğunu göstermektedir.
Nimri Köyü’nün Onar’lı dedesi Halil Kaygusuz’un söylediğine göre, geçmişte, Onar köyündeki Ocak’ın bakımı Nimri Köyü tarafından yapılır ve bu iş için gelenler Ocak için kurban keserlerdi. Nimri’de ki “Büyük Ocak” köyün tam ortasında yer almaktadır. Ocağın son sorumlusu/rehberi ve Baba Postunda oturan Ali Baba’dır (Ali Can, vefatı: 1989). Onun öncesinde ise babası Kamber Baba bu görevi yürütmüştür. Nüfus kayıtları ve bazı yazılı belgelere göre, Kamber Baba’dan önce Babalık/rehberlik görevi ve Ocağın sorumluluğu Kamber Baba’nın babası olan Ali Baba tarafından yerine getirilmiştir.
Nimri Köyü’ndeki “Büyük Ocak”, mevcut bilgiler ışığında şimdilik işlevi ve işbölümü bakımından “Rehber Ocağı” olarak adlandırılabilir. “Büyük Ocak”, örgütlenme ve bağlılık bakımından ise sırasıyla Malatya Arapgir’e bağlı Onar Köyü’ndeki “Şeyh Hasan Onar Ocağı” ile Malatya Arguvan’a bağlı Minayik (Kuyudere) Köyü’ndeki “Zeynel Abidin Ocağına” bağlıdır. Ancak, Nimri Köyü’ndeki “Büyük Ocak” ile Onar Köyü’ndeki “Büyük Ocağın” aynı ismi taşıması, yapısal, tarihsel ve kültürel bakımdan benzer özelliklere sahip olması oldukça önemlidir. Bu bağlamda, Nimri Köyü’ndeki “Büyük Ocağın” işlevi, bağlı olduğu ocaklar ile statüsü bakımından daha kapsamlı bilimsel araştırma ve incelemelere ihtiyaç bulunmaktadır.
Alevilikte “Dede” ve “Baba” dinî ve sosyal görevleri yerine getiren ehlibeyt soyundan geldiklerine inanılan, ellerinde kutsal saydıkları ve bağlandıkları ocaklara ait icazetnameleri ve şecereleri olan önemli kişilerdir. Bu şecereler ocaklı dede ve babaların, babadan oğula devam ettirdikleri kayıtlı veya kayıtsız belgelerdir. Babalara verilen icazetnamelerde onların hangi görevleri yerine getirecekleri belirtilmektedir. Nimri Köyü’ndeki “Büyük Ocağın” sorumluluğunu ve Babalık/rehberlik görevini yerine getiren Ali Baba ve ailesinin de Şecerelerinin bulunduğu görgü tanıkları ve yaşlılar tarafından dile getirilmektedir. Nimri Köyünde Babalık görevini yerine getiren, Cem törenlerinde Babalık postuna oturan Ali Baba’nın icazetli olarak Malatya Arapgir’e bağlı Peküsü (Çaybaşı), Çimen ve Ballıca Köylerine Dedeliğe gittiği köydeki yaşlılarla yapılan söyleşilerde ve Ali Baba’nın sağlığında doğrudan anlatımlarından anlaşılmaktadır. Alevi önderlerinden Şeyh Hasan Onar Ocağından yazar ve akademisyen Dr.İsmail Kaygusuz’un 27 Kasım 2010 tarihli yazılı ve sözlü görüşlerinden de anlaşılacağı üzere “Ali Baba’nın Peküsü (Çaybaşı), Çimen ve Ballıca Köylerine gitmesinin Kamber, yani Dede vekilliği hizmeti kapsamında olduğunu, bu konuda icazetli olarak cemlerde Kamberlik yapabileceğini” belirtmiştir. Ayrıca, “Dedenin kendisine vekil tayin etmesi, Kamberlik hizmeti vermesi durumunda, Dedenin gelemediği zamanlarda Dedelik hizmetini görebileceğini, yani Görgü Cemi de yapabileceğini belirtmiştir. Ancak, Dede'nin Cem öncesi ve sonrası haberlendirilmesi gerekir. Ayrıca Kamber'in, küsülülerin barıştırıldığı, semahlar dönüp on iki hizmetlerin yerine getirildiği, sohbet edilip bilgiler aktarıldığı haftalık birlik cemlerini, muhabbet cemlerini yapma yetkisi de vardır. Düşününüz ki, Dede'nin birkaç bölgede talipleri bulunmaktadır ve hepsine yetişmesi olasılık dışıdır ve bu nedenle her bölge için bir vekil atamak zorundadır.” şeklindeki görüşleri de Ali Baba’nın Arapgir’e bağlı Peküsü (Çaybaşı), Çimen ve Ballıca Köylerinde Görgü Cemi, Birlik ve Muhabbet Cemlerini yürüttüğünü doğrulamaktadır. Eldeki bazı yazılı belgeler ve Nimri Köyü’nden ve çevre köylerdeki bazı yaşlıların anlatımları ile Ali Baba’nın gelini olan ve köydeki cem törenlerine doğrudan katılarak yaklaşık 70 yıl hizmet gören Fikrinaz Can’ın anlatımları ile Köyün Onarlı dedesi Halil Kaygusuz’un görüşleri dikkate alındığında, Ali Baba’nın Şeyh Hasan Onar Ocağı Dedesi Sakallı Hüseyin Koca Dede tarafından icazetli olarak Arapgir’e bağlı Peküsü (Çaybaşı), Çimen ve Ballıca Köylerinde Görgü Cemi, Birlik ve Muhabbet Cemlerini yürüttüğünü, bu bölgelere ziyaretlerde bulunduğunu doğrulamaktadır. Ayrıca, Arapgir’e bağlı Peküsü (Çaybaşı), Çimen ve Ballıca Köylerindeki yaşlıların günümüzdeki anlatımları da bu yöndedir. Bu veriler, Arapgir’e bağlı Peküsü (Çaybaşı), Çimen ve Ballıca Köylerinin tamamının veya bu köylerdeki bazı ailelerin Nimri Köyü’ndeki “Büyük Ocağın” talipleri olabileceği düşüncesini güçlendirmektedir.
Nimri köyündeki dedelik görevi Onar Köyü’nden Kara Mehmet evlatlarından Sakallı Koca Dede tarafından 1960’lı yıllara kadar sürdürülmüş, Koca Dede’nin ölümü sonrasında oğlu Kâzım Dede, sonrasında ise uzun yıllar boyunca Halil Dede tarafından yerine getirilmiş, Halil Dede de 2019 yılında Hakka yürümüştür. Nimri Köyü Dedesi Onarlı Halil Dede’nin (Kaygusuz) anlatımına göre babası Sakallı Koca Dede, 20 yaşında başladığı dedelik görevi ile Nimri’deki taliplerine yaklaşık 70 yıl boyunca hizmet etmiştir. Koca Dede, Nimri’deki taliplerince sevilen, sayılan ve değer gören önemli bir kişidir.
Nimri Köyü’nün mürşidleri olarak Arguvan Minayik (Kuyudere) köyünden Zeynel Abidin Ocağı’ndan Mehmet Dede uzun bir süre köye gelerek taliplerin hizmetini görmüştür. Ardından Mehmet Dede’nin oğulları olan Düzgün Dede ile İsmail Dede mürşid olarak gelmekteydiler. Daha sonraki dönemlerde İsmail Dede’nin oğulları Mahmut Dede, İbrahim Dede ve Aziz Dede, Düzgün Dede’nin oğlu Hüseyin Dede ile İsmail Dede Mürşid olarak gelmişler ve taliplerin hizmetini görmüşlerdir. Günümüzde Arguvan Minayik (Kuyudere) köyünden mürşid olarak İsmail Dede zaman zaman köye ziyaretlerde bulunarak 2010’lu yıllarda düzenlenen birlik ve muhabbet cemlerine katılmış, 2013 ve 2014 yıllarında köydeki cemleri bizzat yönetmiştir. İsmail Dede’nin Nimri’deki Ocak mensupları olarak Ali Baba’nın ailesi ve köylüler ile iletişimi devam etmektedir.
Köylülerin anlatımına göre, özellikle Perşembe akşamları Köylüler ve farklı köylerden taliper “Büyük Ocağa” ziyarete gelmektedirler. Ocağa girişte kapının eşiği ve yan duvarları öpülerek niyaz edilirdi. Ocağa mum getirip yakıyorlar ve yiyecek getiriyorlardı. Ziyarette dualar ediyorlar, Ocaktan aldıkları dualı okunmuş suyu dağıtıyorlardı. “Büyük Ocak”, özellikle yaşlı olanlar, şifa arayanlar, askere ve gurbete gidenlerin aileleri ile maddi ve manevi sorunu olanların başvurduğu yerdir. Ziyaretlerde lokma verilmesi, dualar edilmesi ve kurban kesilmesi en yaygın ibadetlerdendir. “Büyük Ocağın” 1980’li yılların ortasında bakımsızlıktan yıkılmasından önce ocakta kurban kesilmesi en yaygın olarak yerine getirilen ibadetlerden biriydi. Ocağın tam ortasında kesilen kurbanların kanının akıtıldığı yer olması, kurbanların asıldığı yer bunun kanıtıdır. Ocağın içinde un petekleri ile iki veya üç tane geyik boynuzu bulunmaktaydı.
Köyde herhangi bir haksızlığa uğrayanlar, köyde kişiler arasındaki anlaşmazlıklarda, hırsızlık vb. olumsuz durumlarda ocaktan su içilmesi suretiyle yaşanan olumsuzlukların giderilmesine yönelik beklentiler “Büyük Ocağın” kutsallığının göstergesidir. Ayrıca, günümüzde “Büyük Ocağın” mensuplarında bulunan ve muhafaza edilen tarıklar, buyruk, menakıb-nâme, velayet-nâme, cönkler, mektuplar, değişik anlaşma ve sözleşmeler, mal paylaşım belgeleri, değişik el yazma belgeler, tapu belgeleri, nüfus kayıt örnekleri, vb., yazılı belgeler, ocağın güvenirliğini, kutsallığını, tarihî geçmişini ve bölgedeki önemini doğrular niteliktedir. Günümüzde “Büyük Ocağa” ait kutsal emanetlerin koruması ve bakımı Ali Baba’nın gelini Fikrinaz Can tarafından yerine getirilmektedir. Büyük Ocağa ait kutsal emanetler, isteyen köylüler ve bölgedeki inanç sahibi talipler tarafından her an ziyaret edilmekte, niyaz edilip, dualar yapılmaktadır.
Türkiye’nin genelinde olduğu gibi Köydeki “Büyük Ocak”, 1980’li yıllara kadar Alevilikte inanç, eğitim, sosyal ve dinsel bakımdan önemli fonksiyonları yerine getirmiştir. Ancak, 1960’lı yıllardan itibaren artarak devam eden köyden kente yoğun göç, kentleşmenin artması, siyasî ve ekonomik koşullar, izlenen eğitim politikaları (dinî eğitim) köylerde yerleşik olan Dede-Talip ilişkilerinin kopmasına ve zamanla ortadan kalkmasına zemin hazırlamış, alevi ocaklarının işlevinin zayıflamasına neden olmuştur. Köydeki “Büyük Ocak” da bu olumsuz gelişmelerden maalesef nasibini almış ve Ocakların işlevleri İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde Cemevleri tarafından kısmen yerine getirilmeye başlanmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak köylülerin İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlere yoğun göçleri sonucunda “Büyük Ocak” olarak da adlandırılan Nimri’de ki Ocak, köyün bakımsız kalan diğer çok sayıda yapısı gibi 1980’li yılların ortasında yıkılmıştır. Bir benzeri Onar köyünde bulunan “Büyük Ocak” ise halâ varlığını ve işlevini sürdürmektedir. Nimri Köyü’nün bir başka önemli inanç merkezi ise Ağbaba dağıdır. Tüm köylünün ve çevre köylülerin toplu olarak katıldığı törenler genellikle yaz aylarında Ağbaba’da yapılır, kurbanlar kesilir, adak yapılarak dileklerde bulunulur. Nimri Köyü Dedesi Onarlı Sakallı Hüseyin Koca Dedenin türbesi Ağbaba’da, oğlu Halil Kaygusuz dedenin türbesi ise Nimri Köyü’nde Gülhane’de bulunmaktadır. Nimri Köylüleri, Büyük Ocağın tarihsel ve kültürel özellikleri de dikkate alınarak aslına uygun şekilde eski konumunda yeniden yapılmasını istemektedirler.
Kaynak: Can, E. (2025). Nimri Ocağı: Geçmişten Günümüze Bir Miras. “Cemevleri: Dünü, Bugünü, Yarını, Sempozyumu”na sunulan sözlü bildiri. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, 8-9 Nisan 2025, Ankara.